Çünkü gerekeni yapmama asla izin vermeyeceğinizi biliyordum. - Burada ben devreye giriyorum. | Open Subtitles | لأنّي كنت متأكّدة أنّكم لن تسمحوا لي بفعل ما يلزم لإنجاز العمل |
Valerie'ye, Ölü Stacey'i oynamama sizin izin vermeyeceğinizi söyledim, bu bir yalandı. | Open Subtitles | لقد كذبت وأخبرت (فاليري) أنكم يا رفاق لن تسمحوا لي بالقيام بـ(ستايسي) الميتة |
Bana izin vermeyeceğinizi mi söyledin? | Open Subtitles | أقلت إنّكم لن تسمحوا لي؟ |
Harika, siz çocukların açlıktan ölmeme izin vermeyeceğinizi biliyordum. | Open Subtitles | أوه، رائع، لقد عرفت إنكم لن تدعوني أموت من الجوع |
Hayatımı bu kabarcıkta geçirmeme izin vermeyeceğinizi biliyorum. | Open Subtitles | لن تدعوني أعيش في هذه الفقاعة لما تبقى من حياتي. |
Bana izin vermeyeceğinizi mi söyledin? | Open Subtitles | أقلت إنّكم لن تسمحوا لي؟ |