"izin vermiyorlar" - Traduction Turc en Arabe

    • لا يسمحون
        
    • لن يسمحوا
        
    • لن يدعوني
        
    • لن يتركوني
        
    • يسمحون لي
        
    • يسمحوا لي
        
    • لا يدعوني
        
    • لم يدعوني
        
    • لم يسمحوا
        
    • لا يتركون
        
    • لا يتركوني
        
    • لايسمحون لنا
        
    • لا يدعون
        
    • لا يدعوننا
        
    • لا يسمح لي
        
    Keşke benim de aklıma gelmeseydi, ama unutmana izin vermiyorlar. Open Subtitles ليتني لم أفكر فيه أيضاً، لكنهم لا يسمحون لك بالنسيان
    "Ama o adiler filmi onaylamama izin vermiyorlar.'" Open Subtitles لكن أولئك اللقطاء لن يسمحوا لي بالموافقة على الفيلم
    Aksi taktirde dosyayı kapatmama izin vermiyorlar. Open Subtitles علي سدها مع أمور أخرى وإلا لن يدعوني أغلق هذه القضية
    - Ne olursa olsun ölene kadar buradan çıkmama izin vermiyorlar. Open Subtitles لن يتركوني أغادر هذا المكان حيا بطريقة أو بأخرى
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Belli sebeplerden dolayı tek kişinin ceset sergisine girmesine izin vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يسمحون للعزاب بأن يكونوا في معرض الموتى لسبب واضح
    Daha iyisi olamazdı. Kaldığım otelde Meksikalılara izin vermiyorlar. Open Subtitles لا يمكن إيجاد أفضل في فندقي لا يسمحون بالمكسيكيين
    Hapisteydim, oradan cenazeye gitmeye izin vermiyorlar. Open Subtitles لقد كنت في السجن, انهم لا يسمحون لأحد بحضور الجنائز
    Doğru ya. Uçağı babanın kullanmasına izin vermiyorlar. - Sakin ol, lütfen. Open Subtitles لن يسمحوا لوالدك أن يقود الطائره - دوج، إهدأ من فضلك -
    Yayılmasını istemiyorlar. O yüzden gitmemize izin vermiyorlar. Open Subtitles إنهم لا يريدوننا أن ننشرها ولهذا لن يسمحوا برحيلنا
    Karımın cenazesine gitmeme bile izin vermiyorlar. Open Subtitles لن يدعوني أذهب حتى إلى جنازة زوجتي
    Biri beni almadığı sürece gitmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles لن يدعوني أخرج حتى يصطحبني شخص ما.
    Bu yok olmadan evlenmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles انهم لن يتركوني أتزوج حتى تتحطم الحليه
    Burada sigara içmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles هم لن يتركوني أدخّن هنا.
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Tek istediğim kasabamızı geliştirmek, ve onlar bunu yapmama izin vermiyorlar! Open Subtitles و كل ما أريد فعله هو أن أقوم بتطوير مدينتنا وهم لا يدعوني أن أقوم بهذا
    Kız arkadaşımı arayın, Cindy Laurence. Bana izin vermiyorlar. Open Subtitles بعد إذنك سيدي , قدم لي معروفاً واتصل بصديقتي سيندي لاورنس وطمئنها لأنهم لم يدعوني أتصل بها
    Duymadınız mı? 2000 yıldır izin vermiyorlar. Open Subtitles لم يسمحوا بذلك منذ ما يقرب من 2،000 سنة.
    En azından cinayetin zihinlerine yer etmesine izin vermiyorlar. Open Subtitles على الأقل همّ لا يتركون جريمة القتل تصل إلى رؤوسهم. كيف حالك؟
    Rastlantı dosyamı görmeme izin vermiyorlar. Open Subtitles - لا يتركوني أرى ملف صدفتي أتريدهم أن يحلوا أمر صدفة؟
    Çünkü yaşadığım yerde, içmemize izin vermiyorlar. Open Subtitles لأن حيثما أعيش لايسمحون لنا بالتدخيـــن
    Senin hiç iyi bir gün geçirmene izin vermiyorlar, değil mi? Open Subtitles لا يدعون المرء يحظى بيوم جيّد قط، أليس كذلك؟
    Neden geçmemize izin vermiyorlar? Hayvanlar! Open Subtitles لماذا لا يدعوننا نمر هؤلاء الوحوش
    Yardım parasıyla sigara almama da izin vermiyorlar artık. Kalsın madem. Open Subtitles حتى ان "اي بي تي" لا يسمح لي بشراء السجائر بعد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus