Geçen gece buz pateni olmasına rağmen Jets maçını izlememe izin verdi. | Open Subtitles | وقد سمح لي بمشاهدة الجاز على الرغم من أنهم كانوا يتزلّجون |
Ama televizyon izlememe izin verdi, böylece ailemi en az bir kere haberlerde görebildim, Samuel'e beni bırakması için yalvarıyorlardı. | Open Subtitles | ولكنه سمح لي بمشاهدة التلفزيون وبدأت أشاهد أهلي في الأخبار على الأقل مرة كل يوم يتوسلون |
Haberleri izlememe izin veriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسمحوا لي بمشاهدة الأخبار وأنا أعتقد |
Bunları sana anlatmamın nedeni, ağabeyinin dikkatini bana toplamanı sağlarsam, izlememe izin verecek olması. | Open Subtitles | على أية حال، السبب الذي يجعلني أخبرك بذلك هو أن شقيقك... أخبرني أنني لو تمكنت من إبقاء تركيزك علي سيسمح لي بالمشاهدة |
İzlememe izin verdiğiniz için teşekkürler beyler. | Open Subtitles | شكراً لسماحكم لي بالمشاهدة يا زملاء |
Dün de söyledim yalnızca yaranın durumunu izlememe izin verirsen yardım edeceğim. | Open Subtitles | أُسايرُ هذا فقط إذا تَركتَني أُراقبُ جرحكَ. |
Big Sandy bana fare kapanlarını temizlerken izlememe izin verdi. | Open Subtitles | ساندي الكبير تَركَني أُراقبُ السجلّ |
Evde haberleri izlememe izin vermiyorlar. | Open Subtitles | لا يُسمح لي بمشاهدة الأخبار في البيت |
Ama televizyon izlememe izin verirdi. | Open Subtitles | ولكنها سمحت لي بمشاهدة التلفاز |
Haberleri izlememe izin veriyor. | Open Subtitles | أجل، لقد سمحت لي بمشاهدة الأخبار |
Johnny bazen içeri girip televizyon izlememe izin veriyor. | Open Subtitles | و"جوني يسمح لي أحياناً بمشاهدة التلفاز |
İzlememe izin verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراًللسماحلي بالمشاهدة. |
- Onlar da? İzlememe izin verirsen söylerim. | Open Subtitles | أنا سَأُخبرُكِ إذا تَركتَني أُراقبُ. |