| Şimdi ben babamla maç izleyerek büyüdüm, yani futbolun neden bu kadar eğlenceli ve ilgi çekici olduğunu iyi biliyorum. | TED | لقد كبرت و أنا أشاهد الرياضة مع أبي، لذلك فهمت لمّ تكون كرة القدم ممتعة و جذابة. |
| Burada, işçilerin her parçayı uygun bir şekilde yerlerine yerleştirmesini izleyerek çok güzel vakit geçiriyorum. | Open Subtitles | صرفت العديد من الأوقات اللطيفة هنا كنت أشاهد العمال وهم يقومون بوضع القطع في مكانها المناسب |
| Pırıl pırıl camımızın siftahını biraz arınma izleyerek yapsak mı? - Ne? | Open Subtitles | لمَ لا نقوم بتلطيخ زجاجنا الأمامي بمشاهدة شيئاً من التطهير من خلالها؟ |
| Ertesi günü, bankta oturup, parkta oynayan çocukları izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت اليوم التالي جالسة أراقب الأطفال بينما يلعبون |
| Ameliyat yapıyormuş gibi yapmaktansa onu izleyerek daha çok şey öğrenirim. | Open Subtitles | سأتعلم من مشاهدة ذلك أكثر مما سأتعلمه من تمثيل القيام بجراحة. |
| Romantizm hakkındaki ilk fikrimi seni izleyerek edindim. | Open Subtitles | فلقد أخذت لمحتي الأولى للرومانسية عبر مشاهدتك في الشاشة الكبيرة |
| Ve şimdi günlerimi, ucuz viski içerek ve Comedy Central izleyerek geçiriyorum. | Open Subtitles | والآن أقضي أيامي بشرب الخمر الرخيص ومشاهدة العروض الكوميدية |
| Bu kadar şıkken, son geceni burada milletin poker oynamasını izleyerek geçirmene müsaade etmem. Olmaz. | Open Subtitles | لنأترككِتقضيالليلةالأخيرةهنا، بمظهركِ هذا ، تشاهدين الآخرين يلعبون القمار. |
| O nedir bilmiyorum, ama siz hayatınızı tv izleyerek ziyan etmek istiyorsanız... | Open Subtitles | لا يهم ولا اعلم ما هذا، ولكن إن اردتم ان تضيعوا وقتكم في مشاهدة التلفاز ،،، |
| Ama ben seni izleyerek büyüdüm. | Open Subtitles | ولمنى نشأت وانا أشاهدك |
| Bir çiçek çocuğundan besledim ve sonraki 6 saati elimin hareketlerini izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | لقد غٌذيت من شخص صغير وقد أمضيت الست ساعات اللاحقة أشاهد يدي |
| Televizyonda mükemmel oyununu izleyerek büyüdüm. | Open Subtitles | لقد نشأت وأنا أشاهد لعبك الجميل على التلفاز |
| O yüzden o zamana kadar, sanırım sadece alkolle idare ederim küçük evimde bir başıma içip televizyon izleyerek takılırım. | Open Subtitles | لذلك و حتى ذلك الحين, سأبقى فقط مع الكحول و مع شقتي المتواضعة , و نوعاً ما أمضي الوقت وحيداً أشرب و أشاهد التلفاز |
| Ve ben orada bir kütük gibi duruyorum bir adamı giyinirken izleyerek. | Open Subtitles | وأنا فقط أقف كالأحمق. أشاهد رجلاً يرتدي ملابسه. |
| Bilerek yapmamıştım ama vidyoyu izleyerek bunu bilemezsin ki. | Open Subtitles | ولاكن ليس عن قصد. ولكن لن تصدق إلى بمشاهدة الفديو |
| Bir pizza söyleyip akşam üstünü film izleyerek geçirmeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بأن نطلب لنا بيتزا, و نقضي هذه الظهيرة بمشاهدة الأفلام؟ |
| Hayatımın ikinci yarısını inanılmaz şeyleri senin gibi berbat insanların marifetlerini izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | قضيت النصف الأخير من حياتي أراقب الأشياء الرائعة... عمل رجال رهيبين، رجال مثلك... |
| Ama bizim gibi, Matt'in tepkisini izleyerek hakkında birşeyler öğrenebilir. | TED | و نوعا ما مثلنا يستطيع نوعا ما ان يتعلم عنه من مشاهدة رد فعل مات |
| Bunu da mı film izleyerek öğrendin? | Open Subtitles | انت تعلمت ذلك من خلال مشاهدتك فلم؟ |
| Tüm bu parayı oturarak, televizyon izleyerek ve yemek yiyerek mi kazandın? | Open Subtitles | كسبت كل هذا المال من الجلوس ومشاهدة التلفاز وأكل الطعام؟ |
| - Sen tüm zamanını televizyon izleyerek... - O kadar da... | Open Subtitles | تقضين وقتكِ بالكامل هنا، تشاهدين التلفاز... |
| Neden onca zamanı televizyon izleyerek harcayasınız? | Open Subtitles | لم تضيعان كل هذا الوقت في مشاهدة التلفاز؟ |
| Ben seni izleyerek kustum. | Open Subtitles | لقد استفرغت وأنا أشاهدك |
| Bu sadece Youtube videolarını izleyerek öğrendi. | TED | إذن فهذا ما تعلمته من خلال مشاهدة اليوتيوب فقط. |
| Bütün geceyi barda oturup senin sandviç üstüne sandviç yemeni izleyerek geçirmekten iyi olacağı kesin. | Open Subtitles | هو بالتأكيد سيكون أفضل من البقاء ...في الحانة طوال الليل مراقبتك وأنت تأكلين ساندويتش بعد ساندويتش بعد ساندويتش |
| Bütün günü Barcelonnette'te, Subay Akademisinde... hasedinden çatlayan bir sürü askerin arasında... oğlumun rütbe törenini izleyerek geçirdim. | Open Subtitles | امضست اليوم في الأكاديمية العسكرية في بارسيلونيتي بين الكثير من الأنواع العسكرية الصفراوية اراقب إبني و هو يقلد رتبتة |
| Başkalarının hayatlarını izleyerek günlerini geçiriyor. | Open Subtitles | يقضي أيامه مشاهدًا حيوات الآخرين |
| Orada tavanı izleyerek bir saat kaldım. | Open Subtitles | بقيتهناكساعة أحدق في السقف |