"iznin yok" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس مسموح لك
        
    • غير مسموح لك
        
    • ليس مسموحاً لكِ
        
    • لا يُسمَح لكَ أن
        
    • لا يسمح لك
        
    • وغير مسموح لك
        
    • يكون لديك صلاحية
        
    • ليس مسموحا
        
    • ليس مسموحاً لك
        
    • ليس مسموحًا
        
    • ليس لديك تصريح
        
    • لا يُسمح لك
        
    • غير مسموح لكِ
        
    Hayır, bayan. Onu, oraya çıkarmaya iznin yok. Open Subtitles لا يا سيدة , أنتِ ليس مسموح لك لتأخذيه إلى هناك
    Benim sözlerimi bana karşı kullanma iznin yok. Open Subtitles انت ليس مسموح لك ان تستخدم كلماتي ضدي
    Üzgünüm, kitabın içindekileri görmeye iznin yok. - Kurallara aykırı. Open Subtitles آسف، غير مسموح لك بالرؤية داخل كتابك إنه ضد القوانين
    Penisin yoksa burada olmaya iznin yok. Open Subtitles ليس مسموحاً لكِ أن تكوني هُنا إلا إذا كان لديك قضيب
    Kural bir, modele dokunma iznin yok. Open Subtitles القاعدة الأولى: لا يُسمَح لكَ أن تلمس عارضة الأزياء.
    Ve şehir sınırını geçme iznin yok. Özellikle de Bailey Park. Open Subtitles و لا يسمح لك بالذهاب خارج حدود المدينة و خصوصاً منطقة بيلي بارك
    Jailbird Bir, kalkış iznin yok. Open Subtitles جالبيرد ـ 1), أنت ليس مسموح لك بالإقلاع)
    İznin yok. Open Subtitles حسنا، ليس مسموح لك
    Beni vuramazsın, değil mi? Buna iznin yok. Open Subtitles ليس مسموح لك بذلك؟
    Böyle bir bilgiyi vermeye... iznin yok mu ? Open Subtitles أنتي غير مسموح لك ِ بإعطاء هذا النوع من المعلومات؟
    Buraya gelme iznin yok, biliyorsun. Open Subtitles نعم أنت تعلم أنّه غير مسموح لك بالتواجد هنا
    Sana onun hakkında konuşmaya iznin yok dedim. Hatta onu düşünmene bile izin yok, tamam mı? Open Subtitles لقد أخبرتك بأنك غير مسموح لك أن تتحدث عنها وغير مسموح لك حتى أن تفكر بها ، أليس كذلك ؟
    Buraya girme iznin yok, anlamadın mı? Open Subtitles ليس مسموحاً لكِ بالدخول، ألا تفهمين؟
    Kural iki, tuhaf şeyler yapmana iznin yok. Open Subtitles القاعدة الثانية: لا يُسمَح لكَ أن تقومَ بأي شيءٍ غريب،
    Senin kalp krizi geçirmeye hiçbir zaman iznin yok. Tamam mı? Anlaşıldı. Open Subtitles لا يسمح لك بأن تتعرض لنوبة قلبية حسنا هل هذه الجنة؟
    Uzaktan kontrolle, Seraphim'e yeni bir varış noktası verecek iznin yok senin. Open Subtitles لن يكون لديك صلاحية كي تعطي المحطة وجهة جديدة من محطة بعيدة
    Seni kovmam gerekirdi. Biliyorsun, burada olmaya iznin yok. Open Subtitles وسألقي بك خارج المكان وأنت تعلم أنه ليس مسموحا لك بالتواجد هنا
    Senin hasta olmaya iznin yok. Sen, benim Süpermenimsin. Open Subtitles ليس مسموحاً لك بالمرض أنت "سوبرمان" خاصتي.
    - Bana anlatma iznin yok mu? Open Subtitles ليس مسموحًا لكِ إخباري؟
    Kliniğin kanuni olmadığını biliyorum. Ameliyat iznin yok. Open Subtitles أنا أعلم أن عيادتك ليست قانونية ليس لديك تصريح لممارسة الطب
    Bundan sonra beni yalnız bırakmaya iznin yok. Open Subtitles لا يُسمح لك بتركي وحيدة بعد الآن
    Açlıktan ölen yakışıklı bir sanatçıyla yürüme iznin yok mu? Open Subtitles غير مسموح لكِ بالتمشّي مع فنّان وسيم وجائع؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus