"kötüleşmeden" - Traduction Turc en Arabe

• يسوء
• تسوء

Sonra, iyice kötüleşmeden önce yani tesise yerleştirilmeden önce demişti ki...
لكن قبل ان يسوء الامر ويذهب للمصحة قال انه يمكنه ان

Ameliyatın riskleri var ama kanama daha da kötüleşmeden olmak zorunda.
هناك مخاطر في هذه الجراحة ولكن يجب القيام بها قبل أن يسوء النزيف

Durum kötüleşmeden bu işe bir son vereyim dedim.
انا فقط اريد ان اوقف هذا الامر قبل ان يسوء اكثر

Yine de, işler daha da kötüleşmeden önce onu durdurmanın bir yolunu bulmalısınız.
و مازال، عليكِ إيقافه قبل أن تسوء الأمور

Ama durum daha da kötüleşmeden bir araya gelip bunu çözmeliyiz.
لكن، يجب أن نلتقي فعلاً و نجد حلاً لهذا قبل أن تسوء الأمور

İşler kötüleşmeden buradan çıkın gidin.
الآن احصل على الخروج من هنا قبل هذا تسوء.

Daha da kötüleşmeden eve gitmek istiyorum.
أود أن أعود للبيت قبل أن يسوء الأمر أكثر

Fırtına kötüleşmeden önce bir şeyler almak için kasabaya gidiyorum. Öğleden önce dönerim. Tanrı'ya emanet olun.
" تركت المتجر قبل أن يسوء الطقس " " سأعود في الثانية عشر, والدتكم"

Daha da kötüleşmeden git.
إذهبي! ، قبل أن يسوء الوضع

İşler kötüleşmeden önce iyi zamanlarımız da oldu.
قبل أن تسوء الأمور، بالتأكيد كان هناك بعض الاوقات الجيدة.

Fırtına tahmin edildiğinden daha erken başladı ve daha da kötüleşmeden şehrin iç kesimlerine gitmelerini istiyorum.
العاصفة وصلت أبكر من المتوقع، وأريد نقلهم بعيدا عن البحر قبل أن تسوء الأمور.

İşler daha da kötüleşmeden kıçını buradan kurtarmam lazım. Siz gelmiyorsanız iyi şanslar dilerim.
يجب أن أنأى به من هنا قبلما تسوء الأمور، لذا طالما لن تأتوا، فبالتوفيق لكم.

İşler daha kötüleşmeden bunu bitirelim.
لذا فلنوقف هذا قبل ان تسوء الامور اكثر

Allison! Bu iş daha da kötüleşmeden bir şeyler yapmalısın.
أليسون عليك فعل شيء قبل ان تسوء

Daha da... daha da kötüleşmeden onu eve götürmeliydim.
...علىّ إعادته للوطن قبل قبل أن تسوء حالته