"kötüsünü" - Traduction Turc en Arabe

• أسوأ
• الأسوء
• اسوأ
• الاسوء
• الاسوأ
• اسوء
• بأسوأ
• الأسواء
• بأسوء
• اسوا
• أقسى
• الأسوأ
• أسوء
• الأسوا
• بالأسوء

Ama annem daha da kötüsünü yaptı. Sen yaptın sen düzelteceksin.
ستنفجر في وجهه, لكن عندها امي فعلت شيئاً أسوأ من ذلك

Daha kötüsünü de yapabilirdiniz. İyi bir tezek işi var.
طلب يدك من هو أسوأ حالاً فتجارة الحطب لديه مزدهرة

Dassey'in sorgusu aslında pek benzersiz bir şey de değil dürüst olmak gerekirse daha kötüsünü de görmüştüm.
في الواقع، ليس استجواب داسي فريدًا، ولأكون صريحة معكم، لقد رأيت ما هو أسوأ.

Evet, daha kötüsü de oldu, daha kötüsünü yaşadım. Önemli değil.
أوه ، نعم ، لقد توقعتُ الأسوء كان سيكون أسوء ، كل شيء بخير

Doğru, tüm dünyayı dolaşsan bundan daha kötüsünü de bulmazsın.
اجل، و يمكنك الذهاب لأى مكان بالعالم لن تجد اسوأ من ذلك

Haldeman'ın kaçıp gitmesinden daha kötüsünü yaptınız.
لقد فعلت ما هو أسوأ من عدم الإيقاع بهالدمان

Daha kötüsünü görmüştüm.
لقد رأيت أسوأ من ذلك دعونا نبحث في المكان ونخرج من هنا

Daha kötüsünü de yapabilirdin. Sanırım ben de yapabilirdim.
حسناً، كان يمكن أن تفعل أسوأ بكثير أظن يمكنني أن أفعل أيضاً

Ama daha kötüsünü de yapabilirdim
لكن هناك أشياء أسوأ يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلهاُ

Bunu bilemeyiz ama en kötüsünü farzetmeliyiz.
نحن لا نَستطيعُ معْرِفة ذلك، لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نَفترضُ أسوأ.

Babalar, çocuklarının hatırı için daha kötüsünü de yapmışlardır.
الآباء يقومون بما هو أسوأ لمصلحة أطفالهم

Evet, eğer bir mühendissen daha kötüsünü yapabilirsin.
نعم ، إن كنت مهندسة .. يمكنك أن تفعلي أسوأ من ذلك

Bay Yerfıstığından çok daha kötüsünü yapabilirsin, dostum.
يمكنك أن تبلي أسوأ بكثير من السيد بينات يا صديقي.

Ama sen de yaptın. Daha kötüsünü. Çünkü yargılarına bağlı kalıyorsun.
لكنك فعلته ايضا وانت أسوأ وانت تلتزم بحكمك

Hayır, kovulmandan da kötüsünü yapacağım. Seni kimsenin işe almamasını sağlayacağım.
،لا، بل ستحصلين على ماهو أسوأ أي سأحرص على ألاّ يوظّفك أي أحد، ثانيةً

- Baban bile senden en kötüsünü bekliyor. - Bunu gördün zaten.
حتى والدك يتوقع الأسوء منك وها أنت ترين ذلك

Baba eve gelmiş bunları görüp en kötüsünü düşünmüş.
لم يصب بأذى، عندما يأتي والده ويرى كل هذا سيتخيل الأسوء

Ben bundan çok daha kötüsünü yaptım ve buradayım, değil mi?
لقد فعلت اسوأ من ذلك وما زلت واقفاً هنا, اليس كذلك؟ ؟

şanslıydı, geçen gece en kötüsünü yaptı.
لحسن الحظ، جعلته الاسوء في الليلة الماضيه.

Biliyor musun Russ, tam en kötüsünü gördüğümü sandığımda şu an olduğundan daha budala olamayacağını düşündüğümde beni yanıltıyorsun.
اتعلم روس, عندما أظن اني رأيت الاسوأ أن من المستحيل أن تكون أكثر حماقة تهزم نفسك

Liam Monroe ona daha kötüsünü söylüyor. Bu arada, orada iyi iş çıkardınız.
ليام يطلق عليه الفاظ اسوء عمل جيد على العموم

Bu kasabadakilerin yaptıklarından daha kötüsünü yapamazsın bana.
لا يُوجد شيء يُمكنك القيام به لمْ تقم هذه المدينة بأسوأ منه.

Kanımızı almaktan çok daha kötüsünü yaparlar.
يُمكنهم أن يفعلو الأسواء إلينا أكثر من حصاد الدماء

Onlara söyleyebileceğim kadarını söyledim en kötüsünü görmeden öldüklerini.
لهم .. فقط ما أستطيع قوله لم يمروا سابقاً بأسوء من هذا

Yanlış bir şey söylersen ya çift vardiya yaparsın ya da daha kötüsünü olur.
قولوا شيئا خاطئا وستعملون لفترتين او اسوا

Beni bir daha kızdırırsan, ben de baban gibi yaparım hem de daha kötüsünü.
وأنت إذا جعلتني أصبح مجنونة مجددًا سأضربك كما فعل أبيك لكن حتى أقسى من ذلك سأضربك بدون إحساس

Onun için en kötüsünü dilediğim anlar olduğunu inkar etmeyeceğim.
انا لا اُنكر, انه كانت هناك لحظات, تمنيت الأسوأ لها,

Gökyüzündeki doğal düşmanları olmadan bu yaratık yiyeceklerimizi almaktan daha kötüsünü yapacak.
,بدونهم في السماء فإن هذا المخلوق سيفعل أسوء من أكل طعامنا فقط

Belki daha kötüsünü de bekliyordum.
ربما توقعت الأسوا حتى

Sana sebebini söyleyeyim. Çünkü en kötüsünü bana saklamışlar!
سوف أخبرك لماذا لإنهم أحتفظوا بالأسوء لي