Her zaman işler kötüye gittiğinde konuyu değiştirmenin en iyi fikir olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | لطالما إعتقدت بأنه عندما تسوء الأمور أفضل حل هو تغيير الموضوع |
İşler kötüye gittiğinde, biraz dağıtmak gerekir. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور, فتذهب للتسكع في الحانات |
İşler kötüye gittiğinde bana destek olacağını biliyordum. | Open Subtitles | عندما تسوء الأمور أعلم بأنك ستحصل على دعمي |
Ve muhtemelen işler kötüye gittiğinde, onlardan kaçmış. | Open Subtitles | ومن المحتمل ليستطيع الإبتعاد عن الدائنين عندما يسوء الأمر |
Omzumdaki ağrı bazen kötüye gittiğinde işe yarayan tek şey birazcık ot oluyor. | Open Subtitles | عندما يسوء ألم كتفي كثيرًا، فالشيء الوحيد الذي يستطيع أن يسكّنه قليلًا هو بعض الحشيش من الصنف الممتاز |
Bu ilişki kötüye gittiğinde herkes arada kalacak. | Open Subtitles | ... و عندما تسوء الأمور الجميع سيتضرر من هذا |
İşler kötüye gittiğinde hemen harekete geçmek lazım. | Open Subtitles | عليك التصرّف بسرعة عندما تسوء الأمور |
Durum kötüye gittiğinde Buffy seni seçmeyecek. | Open Subtitles | لماذا أنتَ عندما تسوء الأمور , (بافي) لن تختارك |
Mark, işler kötüye gittiğinde bir kaçış planım olduğunu bilir. | Open Subtitles | مارك) يعلم أنه عندما تسوء الأمور) أحب دائماً أن أحضر خطة للهروب |
İşler kötüye gittiğinde ortadan kaybolmak konusunda özel bir yeteneğin var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن لديك موهبة بالإختفاء عندما يسوء الوضع. |
Her şey kötüye gittiğinde elinde sadece ailen vardır. | Open Subtitles | و عندما يسوء الأمر للغاية هذا كل ما لديك, العائلة |