Ah evet, küpeleriniz, küpe takma fikrini sizin keşfettiğinizi sanmıyorum | TED | أوه حسنا، أقراطك أنا لا أفترض انك أبتكرت فكرة الأقراط |
Orta yaş sendromlarına ne iyi gelir biliyormusun? Bir küpe yada Mazda Miata | Open Subtitles | هل تعرفون ما هو الجيد لأزمة منتصف العمر الأقراط أو سيارة مازدا مياتا |
Çingene kahvesinde çalarken altın küpe takmıştık. | Open Subtitles | العام الماضي حين عملنا في المطعم الغجري إرتدينا أقراط ذهبية، أليس كذلك؟ |
Yumurtalıklarımı söküp küpe de yapabilir tabii. | Open Subtitles | و قد تمزق إيصالات الإمتحان و تحولهم إلى أقراط |
"Bu küpe canın değil, ama kaybedersen kulağınıda kaybet" dedi. | Open Subtitles | ، قالت، إن هذا القرط ليس غالياً لكن إفقديه و ستفقدي أذنكِ |
Kızım, bu küpe çok yeni, acıttı mı ? | Open Subtitles | بالبنت، ذات القرط الجديدة .. اليس كذلك ؟ |
Yerde kemik ve diş parçaları ile bir elmas küpe, toka, bir el çantası anahtarlar, ve bir paket et bulundu. | Open Subtitles | على الارض كان يوجد أجزاء من العظم والاسنان حلق من الماس دبوس شعر, حقيبة يد مجموعة مفاتيح قطعة من اللحم |
Ölü çocuklardan biri küpe takıyor muydu? | Open Subtitles | هل أياً من الرجلين الميتين كان يرتدي قرطاً لؤلؤياً؟ |
Bak söylüyorum bu, dükkan soymaktan ya da küpe aşırmaktan daha iyi. | Open Subtitles | ؤأكد لك هذا أفضل من زيارة المركز التجاري وسرقة الأقراط من المتاجر |
Doğa bu heybetli canavara bir çift küpe gibi taksın diye iki klor atomu vermiş. | TED | أعطت هذا الوحش المهيب اثنين من ذرات الكلور ليلبسهم كزوج من الأقراط. |
Evet, çok güzel olduklarını düşündüğüm bir çift küpe takan bir kadın görmüştüm. | Open Subtitles | النساء حسنا، لقد رأيت ارتداء الأقراط أعتقد بأنه كانت جميلة جدا. |
Harika ayakkabılar ve bir çift küpe alırız | Open Subtitles | نستطيع الحصول على أحذية رائعة وبعض الأقراط الجديدة |
Ben takı düşünüyorum,bandana, küpe, kolye.. | Open Subtitles | ماذا عن ملحقات أبريل؟ كنت أفكر في المينا، أساور، ثريات، أقراط |
Bir elbise, bir çift elmas küpe ve bir çift inci küpe. | Open Subtitles | نعم,لكن اسمع الى ما أخذ فستان,أقراط ألماسية |
Bana küpe aldı..çok güzeller ama ben küpe değil yüzük bekliyordum | Open Subtitles | أحضر لى أقراط .. إنهم رائعين ولكنهم لا يعنوا الإرتباط |
- Bir de o küpeyi merak ediyordum. - Hangi küpe? | Open Subtitles | ـ انا ايضا اتسائل عن ذلك القرط ـ اي قرط؟ |
küpe dışında cinayetle arasında bağ kuran fiziksel bir kanıt yok. | Open Subtitles | ،ما عدا القرط ليس هناك دليل طبيعي مربوط للقتل |
Kulağındaki Loverboy konserinden sonra sana verdiğim küpe mi? | Open Subtitles | هل هذا هو القرط الذي أعطيته لك بعد الحفل؟ |
Halka küpe takmam yasak. Evet. | Open Subtitles | لعرفتى أننى لماذا لم أسمح بلبس حلق الطوق , صحيح؟ |
Daha önce hiç dudağında küpe olan kızlarla tanışmamıştım, onda bir tane vardı. | Open Subtitles | و لا أقابل فتيات جميلة أبداً تضع قرطاً بشفتيها مثلها |
Burada olanlar, kulağınıza küpe olsun. | Open Subtitles | ماذا يجري هنا أيجب أن نُعلمَ كل واحدٌ منكم درساً ؟ |
Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. | TED | وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة. |
Hiç kimse bu küpe hapsolmamalı. Özellikle de senin gibi özel birisi. | Open Subtitles | لا يفترض أنْ يحتجز أحد في تلك الجرّة لا سيّما شخص مميّز مثلكِ |
Barones dişlerinden gerdanlık, gözlerinden de küpe yaptıracak. | Open Subtitles | البارون سوف يصنع من اسنانك عقد ومن مقلتى عينيك اقراط |
Affedersin, bir küpe arıyorum. | Open Subtitles | اسفة, انا ابحث فقط عن بعض الاقراط |
Çember küpe takmış. | Open Subtitles | هي تَلْبسُ أقراطَ الطوقِ. |
Bu iki küpe arasında kaldım ama yeterince basitler mi bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا أحوال أن أختار ما بين هذين القرطين لكنني لا أعلم إن كان سيء كفاية |
Everest Dağı'nı ezerek bir santimetre küpe getirin. | Open Subtitles | اضغطوا قمّة "إيفريست" لسنتيمترٍ مكعّب |
Burnunda halka, kulağında küpe olan adamı gördün mü? | Open Subtitles | أترى ذلك الرجل هناك مع حلق الأنف و الترباس في أذنه |
Aynen öyle. Babam küpe almama bile izin vermiyor. 14 yaşında olduğum halde. | Open Subtitles | ليس كذلك، والدي لا يدعني ألبس أقراطاً وأنا عمري 14 |