"kütüphanedeki" - Traduction Turc en Arabe

    • المكتبة
        
    • بالمكتبة
        
    • مكتبة
        
    • المكتبةِ
        
    • المكتبه
        
    • بالمكتبه
        
    Hayır, kütüphanedeki Bayan Porter eski göçmenlerin yazdığı bir kitap verdi. Open Subtitles لا، لقد استعرت كتاب من المكتبة كتاب يحكى عن أصول الرواد
    İnsanlar sınav sorularını çalarlar, kütüphanedeki araştırma materyallerini saklarlar, ve Profesörlere yalan söylerlerdi. Open Subtitles الطلبة كانوا يسرقون الامتحانات و يخبأون الكتب الهامة من المكتبة ويكذبون علي الأساتذة
    Üzgünüm, ama genellikle öğleden sonraya kadar kütüphanedeki ateş yakılmaz. Open Subtitles أخشى أن المدفأة لا تستخدم فى المكتبة حتى الظهيرة
    Özür dilerim. Yine kütüphanedeki büyük koltukta uyuyakaldım. Open Subtitles آسف، لقد غلبني النعاس على تلك الكنبة التي بالمكتبة مرة ثانية
    kütüphanedeki ortak kullanıma açık bir hat kullanılmış ki kimse erişemesin. Open Subtitles إستخدام خط عام من مكتبة إذا أي شخص له صلاحية الولوج
    Üzgünüm, ama genellikle öğleden sonraya kadar kütüphanedeki ateş yakılmaz. Open Subtitles أخشى أن المدفأة لا تستخدم فى المكتبة حتى الظهيرة
    Belgeler ve diğer şeylerin çoğu kütüphanedeki yazı masasında. Open Subtitles الأوراق و الأشياء الضرورية موجودة غالباً في طاولة الكتابة في المكتبة
    Belgeler ve diğer şeylerin çoğu kütüphanedeki yazı masasında. Open Subtitles الأوراق و الأشياء الضرورية موجودة غالباً في طاولة الكتابة في المكتبة
    Ağırlık çalışıp kütüphanedeki tüm kitapları bitirmeye çalışıyormuş. Open Subtitles يرفع الأثقال ويحاول قراءة جميع الكتب الموجودة في المكتبة
    Dersleri iyi değilmiş ve kütüphanedeki işinden de arada kaytarıyor. Open Subtitles لا تبلي حسناً في المدرسة الثانوية أو ذهبت للعمل في المكتبة
    kütüphanedeki matematik ve fen kitapları hep sana ait oluyor. Open Subtitles تمتلك طاولة المكتبة تقريباً عند رفوف الرياضيات والعلوم
    Sen ve kütüphanedeki herkes rahatlasın. Open Subtitles يمكنك وجميع من في المكتبة يمكنهم الاسترخاء تماما
    Nükleer radyasyonla alakalı kütüphanedeki tüm kitaplar. Open Subtitles تفضل كل الكتب الموجودة في المكتبة عن الاشعاع الذري
    kütüphanedeki tüm kitapları araştırarak işe başladım. Buradan hayvanın oturmuş yapısını doğruladım. Open Subtitles لقد بدأت بالبحث في جميع كتب المكتبة عن كيف تعيد للحيوان طبيعته المستقرة
    Sadece önemli kısımları. Mesela kütüphanedeki olay gibi. Open Subtitles فقط الأشياء الهامة مثل ما حدث في المكتبة
    kütüphanedeki sahte duruşma sonrası. Open Subtitles مرحلة ما بعد المحاكمة التصويرية في المكتبة
    Özür dilerim. Yine kütüphanedeki büyük koltukta uyuyakaldım. Open Subtitles آسف، لقد غلبني النعاس على تلك الكنبة التي بالمكتبة مرة ثانية
    kütüphanedeki biri girmiş. Tüm bilgisayarlar birbirine bağlı. Open Subtitles أرسلها شخصٌ ما هنا بالمكتبة كل الأجهزة متصلة ببعضها
    Herkesi kütüphanedeki... ankesörlü telefondan arayacağım. Open Subtitles وأنا سأتصل بكم من الهاتف الموجود في مكتبة المدرسه
    Gülümse bakalım Bütün bir günü... kütüphanedeki kitaplara bakarak geçirdim.. Open Subtitles حَسناً، إبتهجُ يا رجل لقد أمضيت النهار بأكمله في الإمْعان خلال كُلّ كتاب في المكتبةِ
    Ben de kütüphanedeki arkadaşımdan "Kiliselerin Vergiye Bağlanmasını İsteyenler Derneği"ni araştırmasını istedim. Open Subtitles حسنا .. أنا سألت صديقتى فى المكتبه لتبحث فى مسالة الضرائب على إتحاد الكنائس
    kütüphanedeki adam senin evinde hemşire büyük bir felçten dolayı komada olduğunu söyledi. Open Subtitles -هذا الرجل بالمكتبه فى البيت -الممرضه قالت أنه فى غيبوبه من صدمه هائله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus