Aptal beyaz kız samuray kılıçlarıyla oynamayı seviyor. | Open Subtitles | فتاة قوقازية سخيفة تحب أن تلعب بسيوف الساموراى |
Aptal beyaz kız samuray kılıçlarıyla oynamayı seviyor. | Open Subtitles | فتاة قوقازية سخيفة تحب أن تلعب بسيوف الساموراى |
Düşmanlarımı kılıçlarıyla ölçerim zincirlerine göre değil, başrahip. | Open Subtitles | أنا أميز أعدائى من سيوفهم ليس من قيودهم أيها الكاهن الأعظم |
Onlara de ki, eğer kılıçlarıyla bana yemin ederlerse Borgia topraklarını aralarında paylaştıracağım. | Open Subtitles | اخبرهم, إذا عهدوا سيوفهم لي, عقارات بورجيا سوف اقسمها فيما بينهم. |
Bu şehir sizin gibileri çok sever süslü kılıçlarıyla kasıla kasıla yürüyenleri kaybetmeyeceklerini düşünenleri. | Open Subtitles | هذه المدينة تحب الرجال أمثالك يتاباهون بسيوفهم الفاخرة وتعتقد أنك لن تخسر |
Ellerinde kılıçlarıyla 10.000 düşman, babanızın da elinde meyve bıçağı. | Open Subtitles | -نعم! و 10.000 تركي بسيوفهم وأبوك يواجههم بسكين فواكه |
Bunu söyleyen bütün ışıkları kapattırıp birbirimizle ışın kılıçlarıyla dövüştüren biri. | Open Subtitles | هذا صادر من الرجل الذي قام بإطفاء الأضواء و جعلنا نقاتل بعضنا البعض بسيوف ضوئية |
Ve böylece Dev sürüleri döndü. Fasulye sapı Dev kılıçlarıyla dövüldü. | Open Subtitles | "وهكذا عاد معشر العماليق لديارهم، "واُجتثت الدالية بسيوف عملاقة" |
Bu onların kılıçlarıyla açılmış bir yara. | Open Subtitles | هذا بفعل أحد سيوفهم. |
kılıçlarıyla dövüşeceklerini sandım hatta. | Open Subtitles | خلتُ أنهما سيتشاجران بسيوفهم |
Parlamento ordusu Shepzoy'a girmiş tüfek ve kılıçlarıyla önlerine çıkanları öldürmüştür. | Open Subtitles | عن الكيفية التي سيطر بها جيش (روندهيد) على (شبزوري) بسيوفهم و بنادقهم قتلوا و ذبحوا كُل منْ عرضهم |