Çünkü cesur Godefroy keskin ve korkusuz kılıcıyla, bir şerefsiz ingilizin kafasını uçurdu. | Open Subtitles | جرأته الشديدة لا تهدأ بسيفه قطع رأس الأنجليزي القذر |
Üzgünüm ama bir adamı kendi kılıcıyla öldürmek reddedemeyeceğim kadar güzel bir şey. | Open Subtitles | آسف، لكنّ قتل شخصٍ بسيفه الخاصّ أكثر لذّةً مِن أنْ نتركه. |
Bu saçmalıkların yüzünden adam ölürse babamın Federasyon Ordu kılıcıyla boğazını keserim. | Open Subtitles | إذا مات بسبب تهورك سأطعنك في حلقك بسيف جيش الاتحاد الخاص بوالدي |
Tüm hane halkı bambu kılıcıyla yapılan bu harakiriye şahitlik etti. | Open Subtitles | شاهده كل من بالمنزل وهو ينفذ "هراكيرى" بسيف مصنوع من الخيرزان |
Zira çevik matadorun kılıcıyla, | Open Subtitles | كما أن هناك القليل من المنافسة بين سيف المصارع |
Kimse sormadı ama benim omzuma bir kralın kılıcıyla vuruldu. | Open Subtitles | تضرعت لهذا , لكن كتفي لمس بواسطة سيف الملك |
Denizlerde kılıcıyla yağma yaparken kabadayı aynı zamanda da acımasız olmasına rağmen Korsanlar Kralı ayrıca çok yalnız birisiydi. | Open Subtitles | بالرغم من أنه كان وحش البحار لا يعرف الخوف فى سرقاته و بلا رحمة مع سيفه |
Sana kılıcıyla meydan okuyan birisini silahla ateş edip öldüremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن ترمي أحداً بسهم طالما أنه تحداك للقتال بالسيف |
Bir samuray onurunu korumak için kılıcıyla kendi karnını deştiğinde onu öldüren şey kılıcının açtığı yara olmaz. | Open Subtitles | عندما يقوم الساموراي بطعن أحشائه بسيفه الخاص حفاظاً على شرفه، لا يكون الجرح مسئولاً عن قتله. |
Onu kılıcıyla kendi kadını yapacak bir erkeği. | Open Subtitles | الرجل يجب أن يملك الإمرأة بسيفه |
Onun eline kılıç verme çılgınlığını destekleyemem ama kılıcıyla kötülüğe kafa tutmaya yönelten soylu ruhunu sevebilirim. | Open Subtitles | لا يمكنني الدفاع عن الجنون ...الذي يضع سيفاً في يده ولكن يمكنني أن أحب الروح الصالحة ...التي تحرّكه لقتال الشر بسيفه |
Ve kötü trolü sihirli kılıcıyla yenmiş | Open Subtitles | و غلب الغول بضربة واحده بسيفه السحري |
Piskoposun karşısına çıkıp onu atalarının kılıcıyla öldürmeye niyetli. | Open Subtitles | إنه ينوى مجابهة الأسقف، كى يقتله بسيف أسلافه. |
Ama önce isteksiz kocan, kalbinde bir Silahşor'un kılıcıyla bulunacak. | Open Subtitles | ولكن أولا , زوجك المعارض سيتم العثور عليه مثقوباً من خلال قلبه بسيف من فارس |
Kötülüğün güçlerine karşı takım çalışmasının keskin kılıcıyla ve dostluğun balyozuyla saldırdık. | Open Subtitles | أزهقنا الشر بسيف الجماعة القوي وبمطرقة عدم التخاصم |
Aslında samuray kılıcıyla o zombilerin kafalarını uçurması oldukça havalıydı. | Open Subtitles | حسناً، الطريقة التي قطعت بها رؤوس أولئك الزومبي بسيف الساموراي، كان رائعاً جدّاً |
Hannibal bir Roma kılıcıyla can verdi! | Open Subtitles | ولكن هانيبال فارق الحياة على نصل سيف روماني |
Cinayet silahı gitmiş bence küçük bir samuray kılıcıyla işlenmiş. | Open Subtitles | ،بقدر ما علمناه عن سلاح الجريمة أعتقد انه كان سيف ساموراي صغير |
Kafamı kaldırdığımda lanet kılıcıyla kafamı kesmek üzereydi. | Open Subtitles | عندما نظرت اليه كان لديه سيف مخيف تقريبا ليقطع عنقي |
kılıcıyla bu bedeni kesebilecek olan tek kişi. | Open Subtitles | شخص يستطيع إختراق ذلك الجسد الصلب بواسطة سيفه |
Lancelot kılıcıyla hep iyiydi... | Open Subtitles | و لانسلوت كان دائما بارعا بالسيف |
Dünyanın çeyreğini katledecek kadar gücü vardı kılıcıyla kıtlıkla, hastalıkla ve de dünyanın vahşi canavarlarıyla! | Open Subtitles | كانت لديه القوة على ربع الأرض ليقتل بسيفة بالمجاعة و بالطاعون |
kılıcıyla işaretlediği yaralar kurbanlarına bağlı. | Open Subtitles | -المعذرة؟ جراح سيفها تكوّن صلة بينها وبين ضحاياها. |
Gelenlerden birinin adamları Pulwar kılıcıyla insanların, Sovyet askerlerinin kellesini kesiyor. | Open Subtitles | احدهم يتقلع رؤوس الجنود السوفيتيين بنصل السيف |