| Ve işler sarpa sardığında polisi arayabilmeniz için, içi jeton dolu bir jeton kılıfı. | Open Subtitles | وإذا أصبحت الأشياء شرّيرة جدا. حافظة عملة معدنية مليئة بالأرباع لذا تستطيع الإتّصال بالشرطة. |
| Kovboyların kılıfı olur. | Open Subtitles | تعرف راعي البقر ينبغي عليه ان يكون لديه حافظة |
| yastık kılıfı ve nevresim takımı alırsan veriyorlardı | Open Subtitles | كان عليها عرض فى الواقع اذا اشتريت معها غطاء الوساده و الملاءه الاخرى |
| Bu tabanca kılıfı. Dana derisinden. Güzeldir. | Open Subtitles | هذه قراب المسدس انه من جلد العجل ، انه جميل |
| kılıfı varken üzerini okuduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر انني قرأت الغلاف عندما كان به غلاف |
| Bileğinde tabanca kılıfı olmadığını göster. | Open Subtitles | الآن ارنى أنك لا تضع جراب للمسدس بكاحليك |
| Telefon kılıfı alabileceğin milyon tane yer var. | Open Subtitles | ثمة مليون مكان آخر حيث تستطيع الحصول على حافظات الهواتف |
| Camı tamir ettirip, koltuk kılıfı alırsın dediğini zannediyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنك قلت أنه يمكننا إصلاح النافذة وأن نستخدم أغطية مقاعد |
| Aslında, omuz kılıfı alsan iyi olur. | Open Subtitles | في الحقيقة، لمَ لا تحصل على حافظة كتف. |
| kılıfı da. | Open Subtitles | حافظة المسدس أيضاً |
| Mavi gitar kılıfı olması lazım. | Open Subtitles | في حافظة زرقاء اللون؟ |
| Eşyaarı için yastık kılıfı ister misin? | Open Subtitles | اتريد الحصول على غطاء الوسادة من اجل اغراضها؟ |
| Ve Charles Kessler'ın Dışişleri Bakanlığı işi... klasik CIA kılıfı. | Open Subtitles | وزارة الخارجية وتشارلز كيسلر في وظيفة هو كلاسيكي غطاء رسمي وكالة المخابرات المركزية. |
| - Evet. Ben hazırım. - Evet, su geçirmez kılıfı var. | Open Subtitles | ـ أجل، أنا مُستعد ـ أجل، لديه غطاء |
| Ayak bileğinde silah kılıfı olan, yerde yatan bir adam gördüm ve işe yarar diye silahı aldım. | Open Subtitles | رأيت رجلًا مستلقياً ومعه قراب مسدس للكاحل فأخذت المسدس |
| diş fırçası,tarak,yastık kılıfı... | Open Subtitles | فرشاة أسنان , فرشاة شعر غلاف وسادة |
| Tabanca kılıfı ya da ikinci bir silah da mı yok? | Open Subtitles | لا جراب ؟ لا قطعة إحتياطية ؟ لا شارة أيضاً |
| İnanamıyorum, tarak kılıfı yapıyor olamazsın. | Open Subtitles | ربّاه، أنتِ لستِ تصنعين حافظات أمشاط. |
| Oda tamamen boş. ne yastık kılıfı, ne de çarşaf var. | Open Subtitles | الغرفة مجردة تماماً لا أسرة ولا أغطية |
| Dış kılıfı ve iç çekirdeği var. | Open Subtitles | أي له غمد خارجي ولب داخلي |
| kılıfı kabloya doğru yerleştireceğim. | Open Subtitles | حسنا,سوف اقوم بادخال الغمد من سلك التوجيه |
| Telefon kılıfı olur mu peki? | Open Subtitles | ماذا عن جرابات الموبايل؟ |