Dahi olmadığın sürece kısa yolu yok. | Open Subtitles | ليس هناك طرق مختصرة ما لم تكن معجزة |
büyük hit mi istiyorsun, bu kısa yolu değil... | Open Subtitles | "تريد نجاحا كبيرا... لا توجد طرق مختصرة" |
Bunun sebebi bana kısa yolu bildiğini söylediğin içindi. | Open Subtitles | فقط لأنك قلت بأنك تعرف طريقاً مختصراً |
Böylece kısa yolu seçtim. | Open Subtitles | لذا أخذت طريقاً مختصراً |
Ama ben onu Greenwich Village'de zincirlemiş bir halde bıraktım ve buraya dönmenin en kısa yolu da hademe odasına açılan boyutsal bir kapıdan geçmekti. | Open Subtitles | لكنني تركته مغلغلا في قرية (غرين ويش) و أسرع طريق للعودة إلى هناك هو عبر بوابة بعدية -قمت بفتحها في خزانة المكنسات |
Yani, sahte bir mucize yapmak, bana, bunun en kısa yolu gibi görünüyor. | Open Subtitles | اذا تزوير المعجزة , يبدو لي مثل أسرع طريقة لفعل ذلك |
KGB'nin Paris'te olduğumu öğrenmesinin en kısa yolu buydu. | Open Subtitles | كانت أسرع وسيلة لإعلام الاستخبارات الروسيّة بوجودي في (باريس) |
Peki, Toothless'a ulaşmanın en kısa yolu nedir? | Open Subtitles | حسناً, ما أسرع طريق للوصول إلى (توثليس) |
Hepimiz bu uzunlukta bir göreve yazılmak için can attık, aynı zamanda bu gerçek göreve gidebilmenin en kısa yolu | Open Subtitles | ونحن مجانين فقط قليلا لتوقيع للحصول على مهمة هذه طويلة، ولكن بل هو أيضا أسرع طريقة للحصول على لدينا تذكرة لكمات في مهمة الفعلية. |
- Frankie'yi temize çıkarmanın en kısa yolu. | Open Subtitles | هذه أسرع وسيلة لإنقاذ (فرانكي). |
En kısa yolu hesapla... | Open Subtitles | أسرع وسيلة هي |