Şey, Eşin, kızın ve boşanma ile ilgili olan bütün hatıraların yanlış hatıralar. | Open Subtitles | لهذا السبب، جميع ذكرياتك عن زوجتك وابنتك والطلاق هي ذكريات زائفة، |
kızın ve eşin hakkında çeşitli anılar meydana getirdiler. | Open Subtitles | إنها تًحفز إحساس الإرادة الحرة. لقد صنعوا ذكرى زوجتك وابنتك. |
Bunu şu an kayıp olan kızın ve Garth'a söyle. | Open Subtitles | حسنا اذن اخبر ذلك لجارث وابنتك الذين اختفو |
kızın ve annesi yoksulluk yardımı alırken.. | Open Subtitles | أن ابنتك ووالدتها تعيش على الرعاية الاجتماعية |
kızın ve annesi yoksulluk yardımı alırken.. | Open Subtitles | أن ابنتك ووالدتها تعيش على الرعاية الاجتماعية |
kızın ve ben,nişanlandık. | Open Subtitles | أنا و إبنتك أصبحنا مخطوبين. |
Son altı aydır kızın ve sen kocamın adını bozuk ağzınız ve kininizle lekeliyorsunuz. | Open Subtitles | انت وابنتك قمت بسحب اسم زوجي عبر قذارتكم ومرارتكم خلال 6 اشهر الماضية |
kızın ve ben işleri düzeltmeye başladığımızı duyduğunda heyecanlanacaksın. | Open Subtitles | ...ولكنكَ ستكون متحمساً لتعرف ان انني وابنتك نقوم بتمهيد لانهاء الامور |
kızın ve eşin öldü. | Open Subtitles | زوجتك وابنتك قتلتا |
Bunu kızın ve özgürlüğün için yap. | Open Subtitles | افعلها من اجل حريتك وابنتك |
Biliyor musun Maggie, senin kızın ve benim arkadaşlarım hep çok meşguller. | Open Subtitles | أتعلمي , يا(ماغي), لقد كنتُ أفكر بما أن ابنتك وأصدقائي , مشغولون دائماً |
kızın ve Richard' ın arasında birşeyler var gibi. | Open Subtitles | يبدو أن ابنتك و (ريتشارد) علي علاقة ما |
Sen, kızın ve eşin. | Open Subtitles | أنت و إبنتك و زوجتك، |
- Olayın, kızın ve Manson arasında olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | - أنا لا أعتقد - بأن هذا حول (مانسون) و إبنتك |