Onda kalan yeni bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | لديه صديقة جديدة لقد قام بنقلها هناك بالفعل |
Carlos'un Pedro'nunkilerden bir tane eksik kız arkadaşı var. | Open Subtitles | كارلوس لديه صديقة واحدة زيادة على ما لدى بيدرو |
Onun bir kız arkadaşı var ve Fransa'dan gelecek, bizde bazı şeylerin olmasını bekliyoruz. | Open Subtitles | لديه صديقة فى فرنسا لذا فلدينا شيئا مشترك |
Kısa bir süreliğine burada, bir kız arkadaşı var, ve çok yakında da gidecek. | Open Subtitles | إنه هنا لوقت قصير لديه حبيبة و سيغادر قريباً |
O adama asılıyor ve biliyorum ki çok güzel ve genç bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | ،إنها تغازل ذلك الرجل .. وأنا أعرف أن لديه حبيبة جميلة جداً وصغيرة جداً |
Biraz karışık bir durum çünkü kız arkadaşı var, bu yüzden kimseye söyleyemiyorum. | Open Subtitles | الامر معقد لإن لديه خليلة لذلك لا اقدر ان اخبر اي احد |
Sanırım ciddi bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | أعتقد أن له صديقة تربطه بها علاقة جدية |
Kasaban çok güzel bir kız arkadaşı var. İşte orada. | Open Subtitles | لديه صديقة جميلة تعيش في البلدة، انها هناك |
Sırf onun kız arkadaşı var diye ben mi özür dilemek zorundayım? | Open Subtitles | فقط لان لديه صديقة انا الذي يجب ان اعتذر؟ |
Kızı durdurmadı, çünkü bir kız arkadaşı var ve üstüne hoplayan kız arkadaşıydı. | Open Subtitles | وهو لم يوقفها لان لديه صديقة حميمة و هي صديقتهُ الحميمة |
Sahiden de kız arkadaşı var yorumlardaki mankafalar. | Open Subtitles | و هو بالحقيقة لديه صديقة أيها البغضاء في قسم التعليقات. |
Sarah Cavanaugh adında bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | كان لديه صديقة تدعى سارة كافناف |
Evet doğru, babanın yeni bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | هذا صحيح، أبوك لديه صديقة جـديدة. -وكيف تبـدو؟ |
Hastanın görmeyi çok istediği gizemli bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | المريض لديه حبيبة غامضة يرغب برؤيتها حقا |
Bir çocuk vardı birbirimizi reddetmiştik ama artık kız arkadaşı var. | Open Subtitles | كان هناك رجلاً، حصلنا على رفض معاً لكن لديه حبيبة |
Çünkü 33 yaşından küçük kız arkadaşı var | Open Subtitles | لأن لديه حبيبة لا يتجاوز عمرها 33 سنة |
Ama Claudio'nun da bir kız arkadaşı var mıydı, bilmiyorum. Çok aptalca. | Open Subtitles | لم تكن تعرف إن لديه خليلة ليس بعد مابحثت |
Başkanın bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | الرئيس لديه خليلة. |
- kız arkadaşı var mıymış? - Çok yakışıklı. | Open Subtitles | هل لديه خليلة ؟ |
- Hayır, Jannick'in kız arkadaşı var. | Open Subtitles | لا .. جانيك وجد له صديقة أخيراً |
Liz, ikimizin de kız arkadaşı var. | Open Subtitles | ليز .. نحن كلانا لدينا صديقات |
Bana benzemiyor çünkü seksi ingiliz bir kız arkadaşı var ki kız kahpeye benzese de, benim olabileceğimden çok daha harika bir kız. | Open Subtitles | ولكنه لم يفعل لأن لديه رفيقة بريطانية والتي تبدو كعاهرة ولكنها أروع نوعاً ما من ما بإمكاني أن أكون |
"Aşk" falan yok. Âşık değiliz. Onun kız arkadaşı var. | Open Subtitles | لايوجد حب ، لم يعد بيننا أي حب لديه صديقه |
Onun bir kız arkadaşı var. | Open Subtitles | لقد حصل على صديقة. |