Üst katta kız kardeşiyle birlikte yaşıyormuş. Depresyonda değilmiş. | Open Subtitles | إنه يعيش بالأعلى مع أخته لم يبدو أنه منزعج أو مستاء |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Evet kız kardeşiyle birlikte Oakland'da yaşıyormuş. | Open Subtitles | نعم, نعم . انها كانت تعيش مع أختها في اوكلاند . |
- O. Valeria, kız kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | -فاليريا", مع أختها" -إذاً؟ |
Cinayet saatinde kız kardeşiyle birlikte olduğunu söyledi, ancak tarafsız bir şahit gösteremedi. | Open Subtitles | قال أنّه كان مع أخته بوقت وقوع الجريمة، ولكنّه لمْ يُقدّم أيّ شاهد مُستقل. |
Vincent kız kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | فينسينت" مع أخته " |
kız kardeşiyle birlikte. | Open Subtitles | مع أختها |