"kızardı" - Traduction Turc en Arabe

    • سيغضب
        
    • حمراء
        
    • أحمر
        
    • تغضب
        
    • يغضب
        
    • احمرّ
        
    • احمر
        
    • محمر
        
    • فرايد
        
    • احمررت
        
    • يجن
        
    • للون
        
    Babam olsa bana çok kızardı. Open Subtitles اذا لم تكون موجود ابي كان سيغضب مما فعلته
    Denizler kaynadı, nehirler kızardı. Open Subtitles وبدأ البحر في الغليان، ومياه النهر أصبحت حمراء.
    Şuna bak koca kafan nasıl kızardı. Evet, işte tam anneciğin sevdiği gibi! Open Subtitles انظر كيف أصيح وجهك الكبير أحمر من الخجل هذا ما تحبه أمي
    Çok kızardı, belki kül tablası fırlatırdı. Open Subtitles ربما تغضب أو تبكي ، ربما تلقي منفضة سجائر ناحيتي
    İşine yeterince ilgi göstermediğim için bana kızardı. Open Subtitles كان دائماً يغضب لأنه كان يقول بأنني لست مهتمة بعمله
    Bak suratın nasıl kızardı. Open Subtitles انظري كم احمرّ وجهكِ
    Bir numara, diskalifiye edildi. İki saniyede yüzün kızardı. Şimdi oyuna gerçekten devam edelim. Open Subtitles رقم 1 خسر لقد اصبح وجهك احمر فقط في ثانيتينالان , نكمل اللعب و بجد
    Çekingenlik ediyorum diye beni azarlıyorsun sonra da suratın kızardı diye gizlenip kaçıyorsun. Open Subtitles وبختني لاني أتصرف بالخجل و من ثم تختبئي لان وجهك محمر ؟
    Lanet ettiğimi bilse bana çok kızardı. Open Subtitles لكان سيغضب لو علم أنني شتمت للتو
    Duke seni buraya getirdiğimi bilse çok kızardı. Open Subtitles سيغضب "دوك" كثيراً اذا عرف . أنني أحضرتك إلى هنا
    Böyle dedim diye kızardı. Open Subtitles سيغضب لو قلت له الامر بهذه الطريقة
    Yoruldum. Ellerim kızardı hatta morardı. Open Subtitles أنا متعب ، ويدي كلها حمراء وجافة
    Yüzleri kızardı. Open Subtitles انظر الى لون وجوههم أنها حمراء
    Ona merhaba dediğimde yanakları kızardı! Open Subtitles عندما قلت مرحباً له، أحمر خجلاً، بالواقع.
    Ağzım kızardı ve kurudu ve kollarımı kaldıramıyorum. Open Subtitles فمي أحمر ومتورم ولا أستطيع رفع ذراعي
    Çocukken annem bana kızardı hep çünkü ne zaman yemeye kalksam, yemekten önce en az 3 kutu yerdim. Open Subtitles حين كنت صغيراً، كانت أمي تغضب مني دائماً لأنه حين نأكل بالخارج، كنت دائماً آكل ثلاث علب قبل مجيء الطعام، وحينها أشبع.
    Kardeşi onu biryere sakladığında çok kızardı. Open Subtitles وكانت تغضب كثيرا عندما كان أخوها يخفيها عنها
    Biri onu rahatsız edecek olursa, babam çok kızardı. Open Subtitles يغضب أبي عندما شخص ما ! يزعج إبنه المحبوب
    Yüzün kızardı. Open Subtitles لقد احمرّ وجهك.
    - Yüzün niye kızardı? Open Subtitles لما وجهك يبدو احمر ؟
    Yanakların niye öyle kızardı? Open Subtitles لماذا أنت محمر هكذا؟
    kızardı. Open Subtitles فرايد .
    kızardı. Open Subtitles لقد احمررت خجلاً
    Bazı zamanlar bana çok kızardı. Altı yaşımı gördüğüm için şanslıyım. Open Subtitles كان يجن جنونه احياناً وكنت محظوظاً لبقائي حياً حتى السادسة من عمري
    Suratı kızardı ve haykırarak kafasını kopardı. Open Subtitles "وجهه تحول للون الأحمر، وبصرخة قطع رأسها"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus