Oğlumu korkutan bir caninin dışarıda serbestçe dolaşması beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | يغضبني كثيراً وجود وحش بالخارج يفزع ابني |
Senin gibi adamların kendi yakaladıkları anları har vurup harman saçmasını görmek beni kızdırıyor. | Open Subtitles | أن أرى أشخاصاً مثلكم, يهدرون أثمن فرصهم, فهذا ما يغضبني فحسب |
Bak, kız kardeşini seviyorum sadece bazen beni kızdırıyor tamam mı? | Open Subtitles | إسمع أنا أحب أختك و لكنها تثير غضبي في بعض الأحيان |
Sakın "Libby, yani lale gibi mi?" gibisinden bir espri yapma çünkü bu beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | لا تطلق نكاتًا على "ليبي على ملصقك". لأنها فقط... تثير غضبي. |
Benim Han Sung'umu kim kızdırıyor böyle? | Open Subtitles | من الشخص الذى جعل هان سونج غاضبا? |
- Bu da seni çok kızdırıyor değil mi? - Hadi ama! | Open Subtitles | وبغض النظر عن كل شي, هذا الأمر يغضبك انت, أليس كذلك ؟ |
Bir sivilin binlerce askeri personele emirler vermesi gerçeği, beni sandığından daha çok kızdırıyor. | Open Subtitles | مدنيه تقوم باعطاء الأوامر التى تؤثر على الألاف من الأفراد العسكريين يغضبنى أكتر مما تتصور |
Beni aptal yerine koymuş oluyorsun. Bu da beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | لأن ذلك يهين ذكائي و يغضبني جدا |
- Tanrım, her şey beni kızdırıyor. | Open Subtitles | يا إلهي كل شيء يغضبني -حسنا ، حسنا ، اذكري امرين |
Birlikte olduğun kişinin erkek olması beni daha da kızdırıyor. | Open Subtitles | قضيب ذو الشخص ذلك أن أكثر، يغضبني وما |
Ama bu kadar üste çıkman, beni daha da kızdırıyor! | Open Subtitles | لكن لو أتيت بهذه الثقة، فهذا يغضبني أكثر! |
Bu beni çok kızdırıyor. Dört çocuğum var biliyorsun. | Open Subtitles | هذا يغضبني فلدي أربعة أطفال |
- Herkes beni kızdırıyor. | Open Subtitles | كيف حالك؟ - الجميع يُزيد من غضبي - |
Süslü laflar beni daha çok kızdırıyor! | Open Subtitles | ثرثرتك تُثير غضبي! |
Süslü laflar beni daha çok kızdırıyor! Konuşmaya devam et! | Open Subtitles | الحديث الفلسفي يثير غضبي! |
Bu da suçluyu kızdırıyor. | Open Subtitles | هذا سيجعل الجانى غاضبا |
Bu seni kızdırıyor olmalı. | Open Subtitles | حسنا ، يجب ان يجعلك هذا غاضبا |
Beni kızdırıyor. | Open Subtitles | يجعلني غاضبا |
Onu senden daha iyi tanımam, seni kızdırıyor olmalı... hem genç hemde yaşlı halini, sırlarını, planlarını... ve isteklerini. | Open Subtitles | لابد أن الأمر يغضبك أنى أعرفه أكثر منكِ بكلا إصداريه الكبير و الصغير و كذلك أسراره و خططه و اهتماماته |
Erkeklerden hoşlanmam. Seni kızdırıyor, sen de... liseli kız gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | إنه يغضبك وأنت غبي |
Beni aptal yerine koymuş oluyorsun. Bu da beni çok kızdırıyor. | Open Subtitles | لأن ذلك يهين ذكائى و يغضبنى جدا |
Sadece beni kızdırıyor. Bencil, ben merkezli... | Open Subtitles | إنه فقط يغضبنى لأنه أنانى و منعزل |
Sırf suratına bakmak bile beni kızdırıyor. | Open Subtitles | مجرد النظر لهذا الوجه يجعلني عصبيا |