Washington'daki en kızdırmamamız gereken adamı kızdırdık. | Open Subtitles | لقد أغضبنا الشخص الوحيد الذي لا نقدر عليه في واشنطن |
Sandviç tanrılarını kızdırdık ve ancak bir kurbanla gönüllerini alırız! | Open Subtitles | لقد أغضبنا شطائر العالم الخارجي ! والتضحية وحدها هي من سترضيهم |
En son hack işine girdiğimizde sosyopatın birini nasıl kızdırdık hatırlatayım. | Open Subtitles | -لا، لا تستطيع ودعوني أذكر الجميع كيف أغضبنا المختل آخر مرة تركناه يقوم بالقرصنة لصالحنا |
Şimdi onu kızdırdık. | Open Subtitles | .الأن لقد أغضبناه وحسب |
Sanırım onu kızdırdık! | Open Subtitles | ! أظننا أغضبناه |
Harika, plastik endüstrisini kızdırdık. | Open Subtitles | أوه, عظيم, أزعجنَا صناعة البلاستيكَ. |
Görünüşe göre kızdırdık. | Open Subtitles | من الواضح اننا اغضبناه |
Çünkü insanları kızdırdık. | Open Subtitles | لمــاذا؟ -لأن , لأننا أغضبنا البشر |
Biz Güneş'i kızdırdık. | Open Subtitles | لقد أغضبنا الشمس |
Nainsanları ve Hive'ı kızdırdık. | Open Subtitles | (حسنا، لقد أغضبنا اللابشر، و أغضبنا (القفير |
Üzgünüm Nick ama sanırım tanrıları kızdırdık. | Open Subtitles | (آسفة يا (نيك أظن أننا أغضبنا الآلهة |
Dedenizi kızdırdık. | Open Subtitles | أغضبنا جدكِ |
- Tanrıları kızdırdık. - Ne? | Open Subtitles | لقد أغضبنا الآلهة - مهلًا... |
Sadece kızdırdık. | Open Subtitles | فقط أغضبناه |
Onu kızdırdık. | Open Subtitles | لقد أغضبناه. |
Harika, plastik endüstrisini kızdırdık. | Open Subtitles | أوه, عظيم, أزعجنَا صناعة البلاستيكَ. |
Biz mi kızdırdık? | Open Subtitles | نحن اغضبناه ؟ |