Sultan kızkardeşinin cesedinin iadesini istiyor sorumluların kellerini ve de Kudüs'ün teslim olmasını! | Open Subtitles | السلطان يطلب جثمان أخته ورأس المسؤول عن ذلك وإستسلام القدس |
kızkardeşinin itiraf et diye yalvarmasını sağladım. | Open Subtitles | جعلت أخته تتوسل إليه حتى يعترف لأنه ليس لدينا أي حجّة |
kızkardeşinin hayatta olduğunu ve onu tekrar görmek için savaştığını söyledi. | Open Subtitles | أن أخته حية وأننا نُحارب من أجل رؤيتها مُجدداً |
Şu geçmiş yılları asla unutamayacak kızkardeşinin onun için yaptığını. | Open Subtitles | لن تنسى أبداً تلك الأيام القديمة. والذي فعلته أختها من أجلها. |
Jane Hudson arabasını doğrudan kızkardeşinin üzerine sürdü ve onu yaşamı boyunca sakat bıraktı. | Open Subtitles | جين هادسون قادت سيارتها باتجاه أختها وسببت شللها مدى الحياة |
Bir arkadaşımın kuzeninin kızkardeşinin kayınbiraderi aynı şirkette 20 yıl çalışmış. | Open Subtitles | أخ شقيقة إبن عم صديقي عمل في نفس الشركة 20 سنة |
Tamam, buraya getir. kızkardeşinin elimizde olduğunu bilmesini sağla. | Open Subtitles | حسناً، اصعد، احرص على أن يعلم أننا نمسك بأخته |
Çünkü kızkardeşinin gerçekten ölüm şekline kızıyordu? | Open Subtitles | لأنه انزعج من موت أخته أليس كذلك ؟ |
Annem alkolikler derneğinde tanıştığı biriyle kaçtı, babam da bizi Baltimore'a, kızkardeşinin yanına götürdü. | Open Subtitles | لا تشجعه على ذلك لقد هربت والدتي مع رجلٍ قابلته في تجمعٍ لمدمني المسكرات فأخذنا والدي عند أخته في "بالتيمور" |
kızkardeşinin gelecek vaat ettiğini mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | تعتقد أن أخته مستقبلها واعد؟ |
kızkardeşinin söyledikleri anlamlıydı. Christophe'ta ölüm saplantısı vardı. | Open Subtitles | ماقالته أخته منطقي ، كان (كريستوف) مهووس بالموت |
Bay Fisher'in kızkardeşinin fotoğrafı var, şu kazada yaşamını yitiren. | Open Subtitles | صورة " جيني " أخته التي ماتت في الحادثة |
kızkardeşinin odasında oynadı. | Open Subtitles | يلعب مع أخته في البدروم |
Sultan kızkardeşinin cesedinin iadesini istiyor sorumluların kellerini ve de Kudüs'ün teslim olmasını! | Open Subtitles | السلطان يطلب جثمان أخته |
kızkardeşinin kıçı kocaman. | Open Subtitles | أخته لديها مؤخرة كبيرة |
kızkardeşinin Sin Rostro ile bağlantısı var, ve deli eski karısının annesi cinayete meyilli. | Open Subtitles | أخته على علاقة بـ(سان روسترو) ووالدة زوجته السابقة المجنونة قاتلة |
Siz onun kızkardeşinin geleceğini biliyordunuz, yani bebek iyi olacaktı | Open Subtitles | كنت تعلمين أن أختها ستأتي للزيارة والطفل سيكون بخير |
Bir de kızkardeşinin melez bebeğini taşıyan ve bir an önce bebeği rahminden dışarı atmak için her şeyi yapmaya hazır, hamile bir eski karısı varmış. | Open Subtitles | وزوجة سابقة حبلى تريد بكل الوسائل التخلص من جنين أختها التي حملت به كأم بديلة |
Ama Jimmy'nin kızkardeşinin bebeğe hediye partisine gidecektim. | Open Subtitles | لكن لا بد لي من الذهاب الى استحمام الطفل شقيقة جيمي. |
Firavun'un kızkardeşinin oğlu, | Open Subtitles | أمير مصر إبن شقيقة فرعون |
Eğer dönersen, Christophe'un kızkardeşinin cinayetiyle suçlanacaksın. | Open Subtitles | إذا عدت فسوف تكون متهم في . (جريمة قتل شقيقة (كريستوف |
Tamam, buraya getir. kızkardeşinin elimizde olduğunu bilmesini sağla. | Open Subtitles | حسناً، اصعد، احرص على أن يعلم أننا نمسك بأخته |