| Nasıl bir kaçak mal arıyorlardı? | Open Subtitles | ما نوع البضائع المهربة التي كانوا يبحثون عنها؟ |
| Eğer bu geminin içinde bir şekilde kaçak mal varsa bir yere saklanmıştır, değil mi? | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،لو ثمّة أيّ ممنوعات على متن السّفينة فلسوف تكون مخبّأة، صحيح؟ |
| kaçak mal satın almaya çalıştın. | Open Subtitles | أنت تآمرت من أجل صفقة لشراء مواد ممنوعة |
| Biraz hocalık yapmanın karşılığında iki bin dolarlık kaçak mal mı alacağım? | Open Subtitles | ألفان علبة مهربة تستحق القليل من التعليم؟ |
| Yani maç sırasında içeri kaçak mal sokmuşlar. | Open Subtitles | إذن قاموا بإدخال بضاعة مُهرّبة خلال المُباراة. |
| Bay Turner'ın son malları arasında kaçak mal olduğu haberini aldık. | Open Subtitles | وصلتنا إخبارية بوجود بعض المواد المهربة في شحنة السيد (تارنر) الأخيرة |
| kaçak mal götürmezlerse elimizde bir şey yok demektir. | Open Subtitles | لو لم ينقلوا البضائع المهربة فليس لدينا شىء |
| Size memnuniyetle kaçak mal satarım. | Open Subtitles | سيسرني أن أبيع لكما بعض البضائع المهربة |
| Size memnuniyetle kaçak mal satarım. | Open Subtitles | سيسرني أن أبيع لكما بعض البضائع المهربة |
| kaçak mal da yok yani. | Open Subtitles | ولا ممنوعات بعد الآن |
| - Biliyorsun her gün üstlerini değiştirtiyorlar. - Mahkumlar her zaman kaçak mal bulundurur. | Open Subtitles | 304)}أتعلمين، إنّهم يجعلونهم يغيّرون ملابسهم كلّ يوم - السجناء يحصلون على ممنوعات - |
| Hayır, kaçak mal adı değil. | Open Subtitles | لا ليست ممنوعات , انها شخص |
| Emerald City'e kaçak mal soktuğuna dair söylentiler var. | Open Subtitles | هناك شائعةً بأنكِ تهربين مواد ممنوعة إلى (إيمرالد سيتي). |
| Bu kaçak mal. | Open Subtitles | فهي ممنوعة |
| Bu kaçak mal. | Open Subtitles | فهي ممنوعة |
| Bence kargonun düştüğünü görüp kaçak mal olduğunu anlayınca almaya karar verdiler. | Open Subtitles | أظن أنهم رأوا الحمولة وهي ترمي في البحر ظنوا أنها بضاعة مهربة فقرروا الأستيلاء عليها |
| Eğer hükümlü dışarıdan bir kaçak mal almışsa, mesela cep telefonu gibi muhakkak sağ tarafta oynamak istemiştir çünkü sağda oynayanla kimse ilgilenmez. | Open Subtitles | لو كان هُناك مُدان يستلم بضاعة مُهرّبة هُنا، مثل جوّال، فإنّه سيودّ اللعب على الخط الأيمن بالتأكيد، لأنّ لا أحد يُلقي انتباهه للاعب الخط الأيمن. |
| Bay Turners'ın son malları arasında kaçak mal olduğu haberini aldık. | Open Subtitles | أتت لنا إخبارية بوجود بعض المواد المهربة في شحنة السيد (تارنر) الأخيرة |