Bak, bazen hepimiz sorunlar yaşarız ve illa onlardan kaçmak zorunda değiliz, anlatabiliyor muyum? | Open Subtitles | اسمع، جميعنا لديه مشاكل أحياناً ليس علينا الهرب منها، أليس كذلك؟ |
Araçlardan uzağa, açık alana kadar kaçmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | كان علينا الهرب عبر فتحة الاقليم نحو المركبات. |
kaçmak zorunda kaldık. Tüm ilaçlar orada kaldı. | Open Subtitles | كان علينا الهرب و ترك جميع الأدوية وراءنا |
Yanıma gelip bana kaçmak zorunda olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أتيتِ إليّ. وأخبرتيني بأنّه عليكِ الهرب بعيدًا |
Sanırım Komal ile kaçmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أهو مؤجر؟ أعتقد أنه سيكون عليّ الهرب مع كومال |
Geceyarısını beş geçene kadar sizlerle beraberim ve umarım beni bağışlarsınız, sonrasında, kaçmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | عليّ أن أبقى معكم حتى أخر 5 دقائق قبل منتصف الليل بعد الوقت الموعود أتمنى أن تسامحونني عليّ أن أهرب |
Bu yüzden kaçmak zorunda kaldın. | Open Subtitles | كادت أن تفقد ثروة, وأجبرت علي الهرب بعيدآ |
Baba çocuğu aldı, onlara rastladık, ve kaçmak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | الوالد يأخذ الابن، ونحن نعثر عليهم.. ومن ثم يستمروا في الهروب مجدداً |
Onu bulurlarsa, kaçmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | إذا عثروا عليها، سيكون علينا الهرب |
Batman geldi ve kaçmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | (باتمان) قد ظهر وكان علينا الهرب |
Artık kaçmak zorunda değilsin benden. | Open Subtitles | لمْ يَعُد عليكِ الهرب. |
Artık kaçmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس عليكِ الهرب بعد الآن |
Ne zaman babamı görsem kaçmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | عليّ الهرب في كلّ مرّة أرى فيها أبي |
Bir çok kez ondan kaçmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ أن أهرب منه أكثر من مرة. |
Sanırım buradan kendim kaçmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | يبدو أنه علي الهرب من هنا بمفردي |
Tüm yaşamımız boyunca kaçmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | سنضطر إلى الهروب مجدداً طالما حيينا |