Peçetem yok, ama ekstra yumuşak tuvalet kağıdım var. | Open Subtitles | ليس لدي مناديل ورقية ولكن لدي ورق مرحاض ناعم |
Tuvalet kağıdım yok, yemeğim yok, diş macunum yok ve seni özledim. | Open Subtitles | ليس لديّ ورق مرحاض، لا طعام لا معجون أسنان، أنا افتقدكِ. |
"Sana yazmamı söyledi ama ona hiç kağıdım olmadığını söyledim. " | Open Subtitles | سألني إذا كنت أريد أن أكتب لكِ" "فقلتُ له انني لا أملك ورق |
- Tamam. Bazen, tuvalet kağıdım tükendiğinde, kıçımı temizlemek için ekmek dilimi kullanıyorum. | Open Subtitles | احياناً إن نفذ منا ورق المرحاض |
Bay Keller sınav kağıdım hakkında bir şey soracaktım da. | Open Subtitles | السيد كيلر، وكان لي مجرد سؤال واحد سريع حول ورقتي. |
Ve tuvalet kağıdım nerede? | Open Subtitles | وأين ورق الحمام الخاص بي؟ |
Çocuklarıma mektup yazmak için kağıdım yok. | Open Subtitles | ليس لدي ورق للكتابة لأطفالي، |
Çocuklarıma mektup yazmak için kağıdım yok. | Open Subtitles | ليس لدي ورق للكتابة لأطفالي، |
Çocuklarıma mektup yazmak için kağıdım yok. | Open Subtitles | ليس لدي ورق للكتابة لأطفالي، |
Çocuklarıma mektup yazmak için kağıdım yok. | Open Subtitles | ليس لدي ورق للكتابة لأطفالي، |
Hiç kağıdım yok. | Open Subtitles | ليس لديَّ أي ورق. |
Nereye bakacağımı bilmiyorum Hector. Tuvalet kağıdım da bitti. | Open Subtitles | حسنًا لا أعرف أين أنظر (هيكتور) و أيضًا لقد نفذّ مني ورق المرحاض |
- Hiç kese kağıdım kalmadı. | Open Subtitles | - ما من ورق تغليف. |
Benim tuvalet kağıdım o. | Open Subtitles | هذا ورق حمامي ! |
Duvar kağıdım! | Open Subtitles | ورق جدراني! |
Hey, bırak onu dostum. O benim kağıdım. | Open Subtitles | مهلاً ، أنزل هذه ، يا رجل ههذه ورقتي |
Bu benim kağıdım değil. | Open Subtitles | هذه ليست ورقتي. |