kağıtlar yola dağıldı ve... ben de görmüş bulundum komutanım. | Open Subtitles | , وكل الأوراق تطايرت في الشارع لاحظتها فحسب يا سيدي |
İlk önce, bazı kağıtlar görmeliyim, ve hiçbirinde Küba'dan bahsedilmemeli. | Open Subtitles | أولا، أريد رؤية بعض الأوراق ولا شيء منها يذكر كوبا |
ve eğer bunlar sadece kağıtlar ve fizik eleştirme mektupları ise bir sorunumuz var. | TED | واذا كان مجرد أوراق ورسائل مراجعة ، فلدينا مشكلة. |
Bu tür kağıtlar genellikle profesyonel sihirbazlarda olur | Open Subtitles | أوراق اللعب تلك يستخدمها السحرة المحترفون |
Küçük kızlar çabucak parçalanır. Pembe kağıtlar gibi. | Open Subtitles | الفتيات الصغيرات تتمزق بسهولة مثل الورق الوردي |
Gerekli kağıtlar yanımda olmalı. | Open Subtitles | أنا اعتقد ان لدي مايكفي من الاوراق المهمه هل هنا حماما للسيدات؟ |
Eninde sonunda yanlış kağıtlar üzerine blöf yapardı. | Open Subtitles | و لقد خدعني بالصدفة على الورقة الخطأ. كنت على وشك أن أنال منه |
Kişisel kağıtlar.içinde 25 yıl önce yazdığı intihar notu olan kağıtlar. | Open Subtitles | اوراق شخصية من ضمنها رسالة الانتحار المكتوبة منذ 25 سنة رسالة انتحارها ؟ |
Toby, kağıtlar hakkında bir şey bilmiyorum. Onları buna nasıl inandırabilirim? | Open Subtitles | توبي، لا أعرف شيئاً عن تلك الأوراق كيف أجعلهم يصدقون هذا؟ |
Ama annesi onu koruyucu aileye verdiğinde imzaladığı kağıtlar var. | Open Subtitles | لكن أمه وقعت الأوراق عندما تركته في دار رعاية المتبنين |
Bu kağıtlar muhtemelen San Francisco'da yapacağı iş için gerekliydi. | Open Subtitles | ربما كانت الأوراق تتعلق باعماله فى سان فرانسيسكو |
Memurla görüşüp, bazı kağıtlar imzalamanız gerekecek. | Open Subtitles | يجب ان تقابلوا المندوب وتوقعوا علي الأوراق |
- Ne kadar önemli olduklarını bilmiyorum ama... - Burada kağıtlar arasında boğuluyorum. Savaş değerlendirmeleri için başımın etini yiyorlar. | Open Subtitles | أنا غارق في هذهـ الأوراق وهم يسيرون على مؤخرتي من أجل تقاييم القتال, هذا المركز هو |
- Ne kadar önemli olduklarını bilmiyorum ama... - Burada kağıtlar arasında boğuluyorum. Savaş değerlendirmeleri için başımın etini yiyorlar. | Open Subtitles | أنا غارق في هذهـ الأوراق وهم يسيرون على مؤخرتي من أجل تقاييم القتال, هذا المركز هو |
Sigortayı kaybetmekten korktuğun için evle ilgili imzalamadığın kağıtlar yüzünden ev hala benim. | Open Subtitles | قبل ان اقول للمحامي انك لم توقعي أوراق المستشفى التي كان يجب عليك أن توقعيها |
Evliliğin feshiyle ilgili kağıtlar burada bir yerde olmalı | Open Subtitles | أوراق الإلغاء هذه يجب أن تكون هنا بمكان ما |
- kağıtlar kuru olmalı. kağıtlar birbirine yapışıyor, bayan Gomide. | Open Subtitles | يجب أن تكون الورق جافة جداً و إلاّ ستلتسق ببعضها، آنسة غوميد |
Ama bizi sıvadığın o kağıtlar hata değildi. | Open Subtitles | أجل,ولكن إهانتنا جميعاً على الورق ليس خطئاً |
Bütün o kağıtlar May'in sıkıntılarıdır. | Open Subtitles | قصاصات الورق تلك تحمل كل المشاعر العميقه لماي |
- Bu durumda tüm kağıtlar kralın vekiline gönderilmeli | Open Subtitles | وكل الاوراق فى الحافظه يجب ارسالها للنائب الملكى |
Döneme ait kağıtlar, doğru mürekkep. Karlı olması için çok pahalı. | Open Subtitles | الاوراق صحيحة بالنسبة للفترة التى صنعت بها, والحبر ايضا تذوير هذا صعب جدا ان يكون مربح |
kağıtlar maçuna ve keten karışımı, ve banknotlar Amerikan baskısıyla basıldılar. | Open Subtitles | إنّ الورقة مزيج رافعة الكتّاني، والفواتير مطبوعة على .نقوش ردود صحفية أمريكية |
Duvardaki tüm bu kağıtlar, ne kadar da boktan. | Open Subtitles | هذه اللوحات مجرد اوراق مربعة , انها غبية |
kağıtlar değerlidir. | Open Subtitles | الورَق ثمين. |
Birden çok şiddetli bir rüzgar çıktı ve elindeki tüm kağıtlar denize uçtu. | Open Subtitles | فجأة ، وكان هناك هبة الريح ، والورق طار فى بحر |
kağıtlar hep yanımdaydı. | Open Subtitles | أنا أبداً لا أَترك تلك الصحف |