kabaca 150 milyon insana denk geliyor, Rusya'nın tüm nüfusundan daha fazla. | TED | هذا حوالي 150 مليون شخص تقريبًا. أي أكثر من جميع سكان روسيا. |
Birisinin evine habersiz gelmenin kabaca bir hareket olduğu söylendi bana hep. | Open Subtitles | قيل لي إن زيارة بيت شخص ما بلا دعوة قد تعتبر وقاحة. |
Bir bardak içkilik para bile bırakmadı. Ne kadar kabaca. | Open Subtitles | لمْ يترك لي ثمن كأس جعة حتّى يا له مِنْ وقح |
Katılımcıların yarısına kabalık oluşturan 15 kelimelik liste verildi: kabaca, bölmek, uygunsuz, rahatsız etmek. | TED | فنصف المشاركين حصلوا على قائمة تحتوي على 15 كلمة تستخدم لإثارة الوقاحة: غير مهذبة، أو مقاطعة، أو بغيضة، أو مزعجة. |
Senden küçük bir lütufta bulunmanı istedim... kabaca cevap verdin. | Open Subtitles | لقد طلبت منك من قبل مجاملة بسيطة ولكنك رددت علي بوقاحة |
Bu nesne yaklaşık olarak 10 km. büyüklüğündeydi ve 10 km. kabaca 747 jetinin seyrettiği yüksekliktir. | TED | كان عرض هذا الجسم حوالي 10 كيلومتر، و 10 كيلومتر تقريبًا هو أقصى ارتفاع فوق البحر لطائرة 747. |
Bu kabaca golf topu ile kum tanesi arasındaki fark gibidir. | TED | وهذا هو تقريبًا الفرق بين كرة "الجولف" وحبة رمل ناعمة دقيقة. |
İnekler belirli bir ağırlığa ulaştığında - kabaca 300 kilogram - özel bir diyet uygulanmak üzere buraya getirilir. | TED | لذا بمجرد أن تصل الأبقار إلى وزن معين، تقريبًا 300 كجم، فإنها تُنقل هنا وتخضع لنظام غذائي مخصص. |
Son buluşmamız 0.22 kalibrelik bir mermiyle kabaca kesilmişti. | Open Subtitles | حيث توقفنا قبل أن يتم مقاطعتنا بكل وقاحة بواسطة رصاصة عيار 22 |
Ağzın doluyken konuşmamalısın, çok kabaca. | Open Subtitles | كما تعلم، لا ينبغي التكلم و فمك مملوءة، لأنها وقاحة. |
Ona yeni kız deme Bu çok kabaca. | Open Subtitles | لاتناديها الفتاة الجديده هذا وقح جداً |
Bu içindeki çocuğun yansıması ve kabaca. | Open Subtitles | هذا طفلك الداخلي يتكلم , وهو وقح |
Bütün konuşmayı ben yapıyorum, bu biraz kabaca. | Open Subtitles | انا أقوم بكُل الكلام, هذا نوع من الوقاحة. |
Konuştuğun insanla göz kontağını kaybetmek kabaca. | Open Subtitles | أظن أن من الوقاحة أن لا تحافظ على أتصال العين مع أشخاص تتحدث معهم |
kabaca 8 metre genişliğinde ve 2 metre yüksekliğinde. | TED | تبلغ مساحتها حوالي 27 قدم في العرض وستة أقدام ونصف القدم في الطول. |
Bu aile günde kabaca 1 dolar kazanır. | TED | هذه العائلة تكسب حوالي دولار واحد يوميا. |
Şey, "Ona eşlik etmemi ister misiniz?" diye sordum ama o böyle kabaca söyledi. | Open Subtitles | حسنا.انا سألت : تريد مني أن أصطحابها لك لكنه قال بوقاحة هكذا |
kabaca bu şekilde pozitif sonuç verenlerden 36'da bir ihtimal mevcut. | Open Subtitles | تقريباً واحد من كل 36 ظهور للمرض بهذه الصورة يكون إيجابياً. |
Üzgünüm, kabaca bir davranıştı. | Open Subtitles | واااو؟ أوه , أنا آسفة , هل كان ذلك وقحا |
Sormamın kabaca bir davranış olduğunu biliyorum ama kaçıncı seviyedesin? | Open Subtitles | ،أعلم أنّ هذا السؤال فظّ نوعاً ما لكن في أيّ مستوى أنت الآن؟ |
Ama bu çok kaba bir hareket, baba. - kabaca değil! Bu bir oyun! | Open Subtitles | لكن هذه فظاظة يا أبى هذه ليست فظاظة ، انها الرياضة |
kabaca haftalık bir tahminde bulunur musun? | Open Subtitles | أيمكنك أن تحزري ؟ أي رقم تقريبي أسبوعياً |
Bu sabah bana kabaca şirketin kurucusu olmadığımı söylüyordun şimdi de elini tutup yardım etmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | انت أخبرتني هذا الصباح بكل وقاحه أني لست ضمن مؤسسي الشركه و الآن تريدني أن أساعدك ؟ |
Dikizlemen çok kabaca. | Open Subtitles | انه امر غير مهذب ان تحدقي |