Kabine toplantısını su altında yaptı. | TED | قام بعقد اجتماع مجلس الوزراء تحت الماء. |
Maldivler Cumhurbaşkanı... ...istihza yaparak bir Kabine toplantısı yaptı. Sualtında yakın zamanda bu korkunç güçlüğü çeken ülkelere vurgulamak için. | TED | رئيس جزر المالديف قام بإجراء إجتماع هزلي لمجلس الوزراء تحت الماء مؤخراً ليري العالم الموقف الصعب لتلك الدول. |
Hiçbir şey yapmazsan seni Kabine'ye ifşa edip neler yaptığını herkese anlatırım. | Open Subtitles | إن لم تفعل شيئاً، سأفضحكَ أمام الوزارة و أخبرهم بكلّ ما فعلتَه |
Kabine'deki meslektaşlarınıza evliliği reddetme kararlarını yeniden düşünmelerini sorar mısınız diye merak ediyordum. | Open Subtitles | وتطلب من زملائك في الوزارة إن كان بإمكانهم إعادة تقييم قرارهم بمعارضة الزواج. |
Siz Kabine gelmeden hemen önce her şeyi itiraf etti. | Open Subtitles | لقد أقر بكل شيء لي قبل أن تدخلي إلى الحجرة |
Güneşin doğuşunu izlemek için... Kabine gelmenizi isterim. | Open Subtitles | سيكون رائعا أن تنضمي إلينا في المقصورة لتري شروق الشمس فوق الأمازون |
Şimdi dinleyin, bu, şimdiye dek Kabine ilk kız koyuşum. | Open Subtitles | والان استمعوا ، انها المرة الأولى التى اضع فيها فتيات في الكابينة عادة ، هم يعملون هنا في الخارج |
Ve sonra... yandaki Kabine baska bir adam girdi ve isemeye basladi... | Open Subtitles | و بعدها دخل شاب في الكبينة المجاورة لنا و شرع في التبول |
Bütün Kabine Uzakdoğu'daydı. | Open Subtitles | وكان مجلس الوزراء بأكملهم في الشرق الأقصى |
- Şimdi bile söyledikleri şu... Kabine inzivaya çekildi. | Open Subtitles | حتى الآن، يقول أن مجلس الوزراء بدأ تنفيذ حالة العزلة |
Kabine hapiste olmanın yararına inanıyor. | Open Subtitles | إن مجلس الوزراء يعتقد بأنه مفيد في السجن. |
Görünüşe göre Kabine üyelerinin 1.5 saate hazır olmasını istemiş. | Open Subtitles | من الواضح أنه طلب من الوزراء لكي يجتمعوا معه خلال نصف ساعة من الآن |
Bir saate kadar Kabine ile toplanacağız. | Open Subtitles | سنكون في اجتماع مجلس الوزراء خلال الساعة |
Dean? Kabine üyeleri burada buluşsunlar. | Open Subtitles | الكس اتصل بأعضاء الوزارة ا أخبرهم أننا سنأخذهم الى نوراد |
Alex, Kabine üyeleriyle temas kur. Buraya gelmelerini söyle. | Open Subtitles | الكس أتصل بأعضاء الوزارة أخبرهم أننا سنأخذهم الى نوراد |
Kabine barıştan bahsediyordu. SAS bizi çıkarmak için bekliyordu. | Open Subtitles | كانت الوزارة تتحدث عن السلام بينما كانت القوات الجوية تنتظر إبادتنا |
Kabine giriyorum, ama kapının kilidine yetişemiyorum. | TED | أمشي إلى الحجرة لكنني لا أستطيع أن أصل إلى قفل الباب. |
Kabine çamaşır suyu dökmüşler. DNA'yı yok etmek için. | Open Subtitles | مبيّض في المقصورة لقد دمّروا أدلّة الحمض النووي |
Bana bakın. Kabine ilk kez acemi kız koyuyorum. | Open Subtitles | والان استمعوا ، انها المرة الأولى التى اضع فيها فتيات في الكابينة |
O adamla Kabine girdiğimde... arkamda senin olduğunu hayal ettim. | Open Subtitles | حينما ذهبت إلى الكبينة مع ذلك الشاب تخيلت أنك أنت الذي خلفي |
Ben Amanda ile buluşmaya Kabine dönüyorum. | Open Subtitles | جيد حسنا أنا سوف أرجع إلى أماندا فى الكوخ |
Kırık dişi bulmak için Kabine gitmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن، تتوجه إلى "الكابانا"، لترى إذا يمكنك العثور على ضرس التاج ذاك؟ |
Affedersiniz efendim, Kabine tek kişi girebilir. | Open Subtitles | أعذرني ، سيدي ، لا يسمح بوجود أكثر من شخص في الكشك في الوقت نفسه |
Uçuş görevlileri, lütfen yolcuları karşılamak için elinizden geleni yapın. lütfen bütün yolcuları bu Kabine toplayın. | Open Subtitles | الطاقم, الرجاء وضع الركاب في مقصورة آخرى |
Adam Kabine girer, parayı delikten verir, dansçı da diğer taraftan alır. | Open Subtitles | رجل دخل للكابينة وضع المال في الفتحة الراقصة تاخذه من الناحية الاخري |
Kabine kadınlar giremez! | Open Subtitles | غرفة اللباس ليست للنساء |