Rüyalarla ilgili olmalılar, kabuslarla değil. | Open Subtitles | من المفترض ان يكون عن الاحلام وليس الكوابيس |
Zavallı kadın ömrünün geri kalanını kabuslarla geçirecek. | Open Subtitles | المرأة المسكينه ستعاني من الكوابيس لمدى الحياة |
kabuslarla başa çıkmasını iyi bilirim. | Open Subtitles | أنا جيد جداً في التعامل مع الكوابيس |
Uyanık olmaktan korkuyorum ama uykularım da öylesine korkunç kâbuslarla dolu ki! | Open Subtitles | ... أخشى أن أستيقظ و لكن نومي مليئ بكوابيس مريعة |
Çocuklarımızın Noel arifesinde, onlar kalpleri umut akılları öksürük şurubunun yarattığı saçma sapan kâbuslarla dolu dolu uykularına dalarken aşağıda Noel Baba'nın onların çoraplarını eğlenceli şeylerle kendi karnını da onun için bıraktıkları bir dolu süt ve kurutulmuş beyaz balıkla doldurduğunu bilmelerini istemez misin? | Open Subtitles | ألا تريدين لأطفالنا أن يناموا بعشية الكرسمس ، قلوبهم ممتلئة أملاً وعقولهم ممتلئة بكوابيس جراءدواءالسعال.. لكن موقنون أن (سانتا) بالطابق الأرضي يملأ جواربهم بالحلوى |
Geceleri kâbuslarla uyanıyorum. | Open Subtitles | أستيقظ في الليل مفزوعة بالكوابيس المزعجة |
Son günlerde, kâbuslarla boğuşuyorum ve uyuyamıyorum. | Open Subtitles | مؤخرًا، أصبت بالكوابيس ولا يمكنني النوم. |
Onu terk edip Marie'ye gittim, ama kabuslarla uyandım gece yarısı geri döndüm ve yeniden başladı. | Open Subtitles | تركت المنزل، وذهبت إلى (ماري). لكن الكوابيس انتابتني، فعدتُ في الليل فعاودتني مرة أخرى |
Kalıp kabuslarla ilgili deneyimim olmuştu. | Open Subtitles | لدي خبرة بهذة الكوابيس |
Ben sadece şey şu kabuslarla ilgili, yani sadece bunu halletmeye çalışıyorum | Open Subtitles | مازلت أرى تلك الكوابيس |
Abbs, bu kabuslarla ilgili olarak bir şey yapmalısın. | Open Subtitles | (آبز)، عليكِ أن تفعلي شيئا بخصوص هاته الكوابيس. |
kabuslarla başının dertte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنّك تعاني مِن الكوابيس |
kabuslarla dolu. | Open Subtitles | انها الكوابيس |