Beni geceleyin yalnız bırakacak kadar acımasız davrandığı da hiç olmamıştı. | Open Subtitles | و لم يسبق له أن كان بهذه القسوة لكي يتركني وحدي طيلة الليل |
Tanrı bu kadar acımasız olamaz. | Open Subtitles | انا اعني الرب لا يمكن ان يكون بهذه القسوة |
Bölgedeki devlet dairesinin başında olan bir adam nasıl bu kadar acımasız olur? | Open Subtitles | ... لـِ شخص كان يدير مكتب شئـون العامة كيف له أن يكون بهذه القسوة ؟ |
- Şey bu kadar acımasız olmamalıydın. - Merak etme, Leela. | Open Subtitles | -لم يتوجب عليك ان تكوني لئيمة للغاية |
Hayat bizim beraber olmayı haketmeyeceğimiz kadar acımasız olamaz beraber yemek için. | Open Subtitles | لا يمكن أن تصل قسوة الحياة بأن لا نستحق أن نكون معاً لنأكل |
Emma, Bayan Bates'e karşı nasıl bu kadar acımasız davranabilirsin? | Open Subtitles | (إيما)؟ كيف تكونين بهذه القسوة على الآنسة (بيتس)؟ |
Bu kadar acımasız olabildiğinize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني تصديق أنّكم ! أصبحتم بهذه القسوة ! |
Ve o kadar acımasız olmak istemedik. | Open Subtitles | ولم نرد أن نكون بهذه القسوة |
Hayat o kadar acımasız olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن تصل قسوة الحياة بأن لا نستحق أن نكون معاً |