150 kilolar ama koca kafalarının içinde gram beyin yok. | Open Subtitles | يبلغ وزنهم 300 باوند لكنهم لا يمتلكون غراما واحد من العقل في رؤوسهم السمينة تلك |
Sürekli o çayı içip kafalarının içinde onu görüyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يشربونه، ثم يتمكنون من رؤيته في رؤوسهم |
Bir yanda depresyon ile mücadele eden ve bu esnada kafalarının içinde kimsenin göremediği bir savaş verdikleri için rahatsız edici ya da tuhaf davranışlar sergileyebilen insanlar var. | TED | من ناحية أولى، يوجد أشخاص يعانون من الاكتئاب الذين ربما يتصرفون باشمئزاز أو بطريقة صادمة وذلك لأنّهم يخوضون معركةً في رؤوسهم لا يستطيع أحد أن يراها. |
hepsi değil ama, genellikle -- bir çoğu kafalarının içinde yaşıyorlar. | TED | ليسو جميعا، ولكن عموما -- إنهم يعيشون في رؤوسهم |