Bu keklik üzümümüz, kalıntılardan 5 metre uzakta. | Open Subtitles | هذه هي شجرتكِ على بعد 5 أمتار من البقايا |
Sabah bulunan kalıntılardan kurbanlarını fazla tutmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | من البقايا التي اكتشفناها هذا الصباح نعرف انه لا يحتفظ بضحاياه طويلا |
Yemek takımının üzerindeki kalıntılardan sürekli et yediğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | إنطلاقا من البقايا على الأواني الفضية أستطيع أن أخبرك بكل وجبة له لمدة أسبوع |
Ancak kalıntılardan bazılarının rahatsız edici etkileri oldu. | Open Subtitles | و لكن أيضاً كانت النتائج التي تخص بعض البقايا مقلقة |
Mezarlıktaki tılsımın birebir aynısı bir tılsıma sahip olduğunuz halde neden orayı kapattırıp kalıntılardan kurtuldunuz? | Open Subtitles | مافعلته انت,ولماذا لديك نفس التعويذة هنا تغطي ذلك القبر وتجعل الناس يزيلون البقايا سراً؟ |
Hepsinin aynı seri katil tarafından öldürüldüğünü söylediği kalıntılardan biri mi? | Open Subtitles | البقايا التي قال أنّهم قُتلوا بواسطة نفس القاتل المتسلسل. |
Barakanızdaki kalıntılardan aldığımız DNA'ların sonuçları geldi. | Open Subtitles | ظهرت نتائج تحليل الحمض النووي على البقايا الموجودة في الكوخ |
- O zaman doğal bitkilerden toprak yapısındaki organik kalıntılardan bahsedebilirsin. | Open Subtitles | إذن يمكنكِ التحدث معنا حول النباتات المحلية البقايا العضوية في التشكيل الترابي؟ |
Nötron yıldızları; büyük bir yıldızın süpernova patlamasından sonra geride bıraktığı kalıntılardan oluşur. | Open Subtitles | النجوم النيوترونية هي البقايا الناجمة عن انفجار "سوبرنوفا" لنجم ضخم |
kalıntılardan onu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول ان اضم هذه البقايا معاً |
Onlar ruhlarımızı dünyevi kalıntılardan arındırır. | Open Subtitles | .إنها تُطهر أرواحنا من البقايا الدنيوية |
Bu böcekleri kalıntılardan topladım. | Open Subtitles | إستخرجتُ هذه الحشرات من البقايا. |