Marslı mikropların fosilleşmiş kalıntısı iddialarının gözden düşmesinden bu yana, | Open Subtitles | الإدعائات حول بقايا هذه المتحجرات المريخية المكروبية كان مشكوكٌ فيها |
Eğer sayfaların üzerinde herhangi mürekkep kalıntısı kalmışsa program okunur hale getirecek. | Open Subtitles | فاذا كان هناك اي بقايا للحبر موجودة على الصفحات ستظهرها لنا لقراءتها |
Ayrıca parmak uçlarında barut kalıntısı olduğunu da fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظت ، لاحظت ايضاً بقايا البارود على أطراف أصابعه |
Herhangi bir DNA kalıntısı ya da parmak izi yok. | Open Subtitles | انها حقا نظيفة دون أي بصمات أو آثار للحمض النووي |
Bir soğuk savaş kalıntısı... çocukça tutkuları ile, zamanımı harcayan, çekicilik oyunları ile... seni değerlendirmesi için gönderdiğim genç hanımdan faydalanacak kadar pislik birisin. | Open Subtitles | أثر من الحرب الباردةِ و الذي يبدو أن سحره الذي أهدرته معي أعجب تلك الفتاة الشابة التي أرسلتها لتقييمك |
İleri kazı çalışmaları sonucunda mezarın derininde iki insan kalıntısı daha ortaya çıktı. | Open Subtitles | بعد التعمق أكثر بالحفر اكتشفوا قبر أعمق مع مجموعتين من البقايا |
Bu hipotez, hıçkırıkların sudan karaya geçişinin antik bir kalıntısı olduğunu savunur. | TED | تقترح هذه النظرية أن الفواق هو أحد بقايا هذا الانتقال القديم من الماء للأرض. |
Ayakkabınızdaki sıva kalıntısı kötü bir duvar işçiliğinin işareti. | Open Subtitles | بقايا الاوساخ التي على حذائك وجدت بسبب الاهمال |
Ayakkabınızdaki sıva kalıntısı kötü bir duvar işçiliğinin işareti. | Open Subtitles | بقايا الاوساخ التي على حذائك وجدت بسبب الاهمال |
Ama üzeride barut kalıntısı varsa tetikçimiz olabilir. | Open Subtitles | لكن إذا كان يوجد عليه بقايا بارود فربما يكون مطلق النار الذي نبحث عنه |
Ne? Yüzümde veya saçımda çikolata kalıntısı filan mı var? | Open Subtitles | ماذا , هل مازال هناك بقايا شوكولاتة على وجهي أو شعري أو ما شابه؟ |
Bölgeyi araştırın. Köpekler insan kalıntısı bulacak mı bakalım. | Open Subtitles | أمسحوا المنطقة, جدوا إن كان الكلب يتفاعل مع أي بقايا بشرية |
Ravenna'da tek başına asi bir lejyon kalıntısı ile duruyor ve bana şartlar koşmaya cesaret edebiliyor? | Open Subtitles | يجلس وحيداً في رافينا مع بقايا فيلق تمرد و يجرؤ على إملاء شروطه عليَّ؟ |
Fırında yapılan ilk aramada kemirgen kalıntısı bulunamadı. | Open Subtitles | البحث التمهيدي داخل فرن البيتزا لم يكشف عن أي بقايا للقارض |
İnsanlar anahtarlarını almak için ellerini ceplerine sokar ve patlayıcı madde kalıntısı bulaşır. | Open Subtitles | الأشخاص يضعون أيديهم في جيوبهم لإلتقاط المفاتيح فتبقى بقايا المتفجرات في الداخل |
Yeni ateş edilmiş. Barut kalıntısı buldum. | Open Subtitles | تمّ إطلاق الرصاص منّه مؤخرًا أجد بقايا بارود عليه |
Şerif babamın elinde barut kalıntısı bulunduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال المأمور إنه وجد آثار بارود على يد أبي |
Tuvalet masasında nitrat kalıntısı vardı. Baretta'sını orada tutuyordu. - Bilgisayar? | Open Subtitles | نعم كل مكان فيها لقد وجدنا آثار لرذاذ النيترات في خزانة ملابسـه يبدو أنه من مكان الاحتفاظ بمسدس البريتا الخاص به |
Şarjördeki cilt losyonu kalıntısı, tabancanın sana ait olduğunun ispatı. | Open Subtitles | هناك أثر مسحوق بشرة على مشط الذخيرة هذا يقول أنه لك |
İleri kazı çalışmaları sonucunda mezarın derininde iki insan kalıntısı daha ortaya çıktı. | Open Subtitles | بعد التعمق أكثر بالحفر اكتشفوا قبر أعمق مع مجموعتين من البقايا |
Üzerinde çok yoğun silah atışı kalıntısı izleri var. | Open Subtitles | يوجد علي جثته كمية كبيرة إلي حد ما من رواسب الطلقات النارية |
Midesinde PCP kalıntısı var. | Open Subtitles | كان هناك آثاراً للـ "بي سي بي" في معدتها |
Ya benim kurallarıma uyarsınız ya da tarihin bir kalıntısı olursunuz. | Open Subtitles | أذعنوا لقوانيني أو ستصبحوا من مخلفات التاريخ. |
Sonuçları almam için beni yolladı. Sağ ve sol kolun içinde belirli miktarda barut kalıntısı var. | Open Subtitles | إنها مشغولة قليلة، وطلبت مني أن أحضر النتائج ثمة كمية كبيرة من راسب الطلقة النارية |