Kuzen Thaddeus, dolaplara tam yeltenecekken sen atılıyorsun ve avukata hangi dolapların açık kalacağını bildiğini söylüyorsun. | TED | قبل أن يبدأ ابن العم ثادوس في فتح الخزائن، تتقدم وتخبر المحامي بأنك تعرف أي خزنة ستبقى مفتوحة. |
Doktor hala onun burada ne kadar kalacağını bilmiyor. | Open Subtitles | الطبيب ما زال لا يعلم كم من الوقت ستبقى هنا |
Birden bire, ortaya çıktı ve... salak gibi, onun kalacağını düşünüp heyecanlandım. | Open Subtitles | وفجأة ظهر, و ومثل الأبله, أصبحت متحمسا للغاية لفكرة أنه سيبقى معي |
Bize kimlerin geleceğini ya da ne kadar süre kalacağını belirleyemem. | TED | لا أستطيع أن أعرف من سيأتي إلينا وإلى متى سيبقى. |
Herkes, senin de benim gibi evlenip orada kalacağını düşünmüştü. | Open Subtitles | ولكن اعتقد الجميع انك ستبقين فى جيرسى وتتزوجين مثلما فعلت انا ودانى |
Bir süre kalacağını umut ediyorum. Biliyorsun, manzaranın tadına var. | Open Subtitles | آمل أنك ستبقى لفترة أنت تعلم , تتفحص الأنحاء |
Lisa'nın hapiste kalacağını kabullenmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تتقبل حقيقة ان ليزا ستبقى في السجن |
Bir ürünün sadece olduğu yerde kalacağını düşünmek aptallık olur. | Open Subtitles | ستكونين حمقاء لمجرد التفكير لأنكِ تضعينها في محصول واحد حيث أنها ستبقى |
Çok uzun süre yalnız kalacağını sanmıyorum, Paul. | Open Subtitles | لا أظن أنكَ ستبقى وحيداً لفترة طويلة يا بول |
Sekiz küçük Kızılderili oğlan Devon'da geziyordu, biri orada kalacağını söyledi ve kaldı geriye yedi. | Open Subtitles | قال أحدهم أنه سيبقى هناك فتبقى منهم سبعة |
Hiçkimse, sizden geriye neyin kalacağını söyleyemez. Tabii bir şey kalacaksa. | Open Subtitles | لن يستطيع أحد إخبارك مالذي سيبقى منك إذا ما بقي شيء أساساً |
Bence Collier, partide geç saatlere dek kalacağını temizlikçi kadına hiç söylememiş. | Open Subtitles | أظن أن كولير لم يقل لخادمته أنه سيبقى متأخّر في لواو |
Başkan'ın hafta sonuna kadar kalacağını sanıyordum. Kalacak... | Open Subtitles | لقد ظننت الرئيس سيبقى هنا لنهاية الأسبوع |
Üzgünüm ama bu kez ne kadar kalacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | أَنا آسفُ أنا كُنْتُ فقط أتَسَائُل كم مرة ستبقين هكذا؟ أنظر |
Sen aynı saatte yatacağız derken, ben uyuyana kadar ayakta kalacağını zannediyordum. | Open Subtitles | عزيزتي, حينما قلتي بأننا سنذهب للفراش في نفس الوقت, إعتقدت بأنكِ ستبقين حتى أذهب للنوم |
Anneni arayıp burada kalacağını söyle. | Open Subtitles | اتّصلي بأمّكِ وقولي لها أنّكِ ستبقين في منزلي لهذه الليلة |
Tek yapman gereken, gidip özür dileyip birkaç gün daha kalacağını söylemek. | Open Subtitles | جلّ ما عليك فعله هو العودة والاعتذار، أخبره بأنّك ستمكث لبضعة أيّام مجّاناً |
— Oh, peki bu şeyin ormanda kalacağını nereden çıkarıyorsun? | Open Subtitles | أوه حسناً ,. مالذي يجعلك تظن ان هذا الشئ سيظل في الغابات هناك مدينه في الشمال مليئه بالناس |
Pekâlâ, psikopat herif. Ama bunun yanına kalacağını sanma sakın. | Open Subtitles | حسناً، تباً لك، ولا تظن أنك ستنجو من هذا |
Bunun yanlızca teoride kalacağını düşündüm... Çok dikkatsizim. | Open Subtitles | اعتقدت أنها ستظل مجرد نظرية, لقد كنت مهملاً |
Az önce arayan Janice'in annesiydi. Janice ona burada kalacağını söylemiş. | Open Subtitles | كانت والدة جانيس علي الهاتف، جانيس قالت أنها ستبيت الليلة عندنا |
Hastalanmak üzeresin, kimde kalacağını belirlemek için taş-makas oynuyoruz. | Open Subtitles | نحن ندرك بأنك أوشكت على المرض لذا نحن سنهز , ورق , مقص لنرى بإي منزل ستمكثين |
Onu ülkesine elleri ve bakacak kimsesi olmadan gönderirsek hayatta kalacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم لا أرى كيف سينجو هناك بدون يدين وبدون من يرعاه |
Deb'in bizi arayıp, Skills de yatıya kalacağını söylemesinden nefret ediyorum, ...çünkü aslında buna pek yatmak denemez herhalde, ...yatmadan önce duymak isteyeceğim en son şey. | Open Subtitles | أكرة عندما تتصل ديب لكى تقول انها ستنام عند سكيلز لأن نومها ليس بالنوم العادى وهذا اخر شىء أريد سماعه قبل أن أنام |
Daha da önemlisi, herkes hain olduğunu öğrenince burada ne kadar hayatta kalacağını sanıyorsun? | Open Subtitles | بشكل أوضح، إلى متى ستدوم مدّتك هنا عندما يكتشفون الناس بأنّك مجرّد جرذ؟ |
Benim gidişimi, seninle evde bir başına kalacağını düşünmeye başladı. | Open Subtitles | لقد بدأت تفكر بغيابي و كيف انها سوف تبقى معك وحيدين في المنزل |
Kimsenin kalacağını söylememişti bize. | Open Subtitles | لم يذكر أنّ أحدًا سيمكث في شقّته. |