Onu, kaldırımın kenarına doğru gitmesi için öbür taraftan püskürtmelisin. | Open Subtitles | مهلاً، عليك أن ترشّها من الجهة الأخرى لتجرفها نحو الرصيف. |
Bu Lower East Side'de çektiğim, bir kaldırımın üzerindeki çılgınca karalanmış trafonun resmi. | TED | فهذه هي الصورة التي التقطتها في الناحية الشرقية من المدينة لصندوق محول على الرصيف وقد حظيت بإعجاب كبير. |
Çok dikkat çekiciydi, çünkü bir tekerleği kaldırımın üzerindeydi. | Open Subtitles | كانت لافتة للنظر جدا لأن إحدى عجلاتها كانت فوق الرصيف |
Eşek kadar şemsiye kullanırlar o yüzden kaldırımın kenarından yürümek zorunda kalırsın tam o sırada dibinden hızlı bir araba geçer her yerine su sıçratır! | Open Subtitles | تشتري مظلة لشخصين لتمشي في الشارع لتجنبهم ثم يقودون قريباً من الرصيف |
Çeneni kapamazsan kaldırımın kenarında yavaşlar seni atarım. | Open Subtitles | سوف أتركها للرصيف وأقوم بضربك أنت لا تخرس |
Kalkarım, dışarı çıkarım, benzin istasyonunun bittiği yerdeki kaldırımın kenarında dururum, ötesi karayoludur. | Open Subtitles | لذا قد نهضت, و مشيت خارجا و ثم وقفت على الرصيف الذي تنتهي إليه محطة الوقود كما تعلم, مكان مدخل السيارات |
Size kaldırımın kenarına park edelim demiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لك أنّه ينبغي علينا الوقوف بجانب الرصيف |
Çok kalabalık bir sokağın ortasındaydım, sonra kaldırımın ortasına uzanmış bir zavallı görüyorum | Open Subtitles | كنت في شارع مليىء بالناس ورأيت شاب مسكين يرقد على الرصيف |
Bir gece, gri bir limuzin yanaştı. O kaldırımın kenarında dikiliyordu. | Open Subtitles | في ليلة ما ، توقفت سيارة فاخرة رمادية ، وكانت تقف على الرصيف |
Ne? Güneşlikler pencerelerin üstüne takılır, tenteler kaldırımın üstüne çekilir. | Open Subtitles | المظلة تغطي النوافذ والواقية تحيط الرصيف |
Dahası kaldırımın yanındaki kanın fazla olması dikkatimi çekti. | Open Subtitles | اضافة الى اني لاحظت وجود دماء على حافة الرصيف |
Şuradaki kadın beyaz bir minibüsün kaldırımın kenarından hızla uzaklaştığını söyledi. | Open Subtitles | امرأة هناك رأت شاحنة بيضاء تبتعد عن الرصيف هنا بجنون |
kaldırımın diğer tarafına geçin, lütfen. | Open Subtitles | من فضلكم اعبروا إلى الناحية الأخرى من الرصيف |
Ve sonra da yere kaldırımın çimle kaplı yerine bakıyor. | Open Subtitles | ثم يقف هناك فحسب ناظراً الى العشب عندما يتلقى مع الرصيف |
kaldırımın üzerindeki o küçücük harfler doğumumun, tamamıyla bir kaza olmadığının kanıtıydılar. | Open Subtitles | تلك الاحرف الصغيرة على الرصيف تخبرني بحقيقة ودليل قوي ان ولادتي لم تكن مجرد صدفة |
Sonra kaldırımın oraya koydum arabayı. Ama orada hafif bir meyil olduğunu fark etmemişim. | Open Subtitles | ،ثم أوقفتها على الرصيف والذي لم أدرك أنه كان على منحدر بسيط |
O sırada kaldırımın yakınında olduğuna dair tanık var. | Open Subtitles | والآن, تم تحديد تواجدها على الرصيف حوالي تلك اللحظات |
kaldırımın üstünde bir daha o motoru parçalarına ayırdığınızı görürsem o bujilerinizi alıp münasip bir yerinize koyarım, sonra çok üzülürsünüz! | Open Subtitles | اذا كنت سأخبرك مرة واحدة عن ركوب الدراجه والصعود فوق الرصيف سأفعل اشياءً مع ومضة توهج تجلب دموعاً لعينيك |
Bazıları kaldırımın ortasında duruyordu çünkü hepimiz, içimizde bir şeylerin kırıldığını ve bir daha asla onarılmayacağını biliyorduk. | Open Subtitles | وبعضهم توقف في منتصف الرصيف لأننا علمنا جميعًا أن شيء ما بداخلنا كان محطمًا |
Pardon mösyö, beni kaldırımın kenarında bırakır mısınız? | Open Subtitles | عفو سيدي ان كان بأمكانك أنزالي عند الرصيف. |
Sokakta, kaldırımın kenarında bulduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنه وجده فى الشارع المجاور للرصيف |