Yaralı arkadaşımız hala kayıtta ve el kaldırmış olan polisle röportaj yaptım. | Open Subtitles | ما زلنا نصور الضباط المصابين أجري مقابلة مع الضباط الذي رفع يديه |
Bir çift yemek çubuğu gibi o arabaları kendi başlarına kaldırmış olamazlar. | Open Subtitles | أعني، لا سيتطيعون رفع سيارات الى الأعلى بمفردهم وكأنهم عيدان ثقاب كبيرة |
Bir keresinde, altıncı sınıfta bir arkadaşım elini kaldırmış ve Güney Amerika'nın doğu kıyı çizgisi ile Afrika'nın batı kıyısını göstermiş ve sormuştu "Bunlar bir zamanlar birbirine ait olmuş tek bir parça olabilir mi?" | Open Subtitles | بسحب خريطة الأرض أمام السبورة وكان لدي زميل في المرحلة السادسة رفع يده وأشار إلى الحدود الشرقية لساحل أمريكا الجنوبية |
Yumruğunu kaldırmış insan fikirleri tükenmiş insandır. | Open Subtitles | الرجل الأول الذي يرفع قبضته هو الرجل الذي تنفذ منه الأفكار |
Bak. Penisi ile 50 kilo kaldırmış adamım! | Open Subtitles | أنظر الي ذلك, هنا أنه يرفع 500 باوند بقضيبه. |
Bir şeyi, bir tehlikeyi farketmiş... ve kadını durdurmak için kolunu kaldırmış. | Open Subtitles | كان قد لاحظ شيئا خطيرا ورفع ذراعه لايقافها |
Birisi öğretmenler odasındaki bütün içkileri kaldırmış. | Open Subtitles | شخص ما قام بإزالة جميع المشروبات الكحولية من إستراحة المعلمين |
Kendini korumak için ellerini kaldırmış, kurşun yemiş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون رفع اليد لحماية نفسه وتلقي الرصاصة |
Elini kaldırmış ve yemek yedikleri masaya vurmuş. | Open Subtitles | رفع يده فلطم بها سطح الطاولة التي كانوا يأكلون عليها |
Elini kaldırmış olan kişinin sözleri kayıtlarda yer almayacak. | Open Subtitles | الكلمات التي تقال بعد رفع اليد لن تدخل السجل |
Peki, şimdi de okyanusun dibine gitmek için elinizi kaldırmış olma nedeniniz bunun sizi oradaki heyecan verici çamura bir adım daha yaklaştıracak olmasıysa lütfen elinizi kaldırın. | TED | حسنًا، الآن رجاءً ارفع يدك إذا كان سبب رفع يدك للذهاب إلى قاع المحيط هو أنه سيقربك قليلًا من هذا الوحل المثير في الأعماق. |
Görünüşe göre kalem serebellar ataksiyi yukarı kaldırmış. | Open Subtitles | يبدو ان قلم الرصاص رفع أحد أفرع المخيخ |
Evet, topu yakalamak için ayağını kaldırmış ama sanırım top dışarı... | Open Subtitles | أجل، رفع قدميه لاستعادة الكرة وابتعدت الكرة... |
Yargıç mahkeme emrini kaldırmış olmalı. | Open Subtitles | لابد و أن القاضي رفع الحكم |
Elini kaldırmış ve yemek yedikleri masaya vurmuş. | Open Subtitles | رفع يده فلطم بها سطح الطاولة التي كانوا يأكلون عليها. -فشطرها نصفين . |
Derdi ki; "Sanki Thor çekicini kaldırmış da... | Open Subtitles | -وكأن (ثور) نفسه رفع مطرقته" " |
Berbick de ellerini kaldırmış, maçı kazandığını düşünerek dolanıyor. | Open Subtitles | بيربيك يتجول حوله هو يرفع أيديه فوق في الهواء كما لو أن هو ربح المعركة |
Küçük bir çocuğun ellerini havaya kaldırmış olduğu fotoğraf. | Open Subtitles | التي فيها الطفل يرفع يديه في الهواء؟ |
Ya da Hanson'ın kollarını kaldırmış onu öldürmeye çalışan bir köpekten kendini korumaya çalışıyordu. Onu bilmiyoruz. | Open Subtitles | أو أنّ (هانسون) كان يرفع يديه لحماية نفسه من كلب كان يقتله. |
Mike o ajanla yer değiştirmek için gönüllü var mı diye sorduğunda baban elini kaldırmış. | Open Subtitles | طلب مايك متطوعا ليحل مكانه, ورفع أبيك يده. |
Ama çocuk geriye kaçıp ellerini kaldırmış. | Open Subtitles | ولكنه قاوم ورفع يديه |
Biri çatıyı kaldırmış. | Open Subtitles | أحد ما قام بإزالة السقف. |