Amerika'da varamayacağımız yer var mı? Biraz duygusal olacak ama geleceğe kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | ربما , يبدو سخيفا أودّ أن أقترح نخب إلى المستقبل |
Bu gece kişiliği ile bizi büyülemiş olan... bir kadına kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقترح نخباً لامرأة كان حضورها يسعدنا |
Sosyal eleştiri yapmadan önce bu aşikarlık maskesini kaldırmak ve biraz farklı düşünmek gerekir. | TED | قبل أن نقوم بأي نقد اجتماعي لذلك أصبح من اللازم رفع ذلك الستار والتفكير قليلًا بطريقة مختلفة |
Tek yapmanız gereken itibarı kullanmak için gözlenebilirliği artırmak, bahaneleri ortadan kaldırmak ve beklentilerinizi iletmektir. | TED | هي فقط تتطلب شحذ السمعة من خلال رفع درجة الملاحظة. وإقصاء الأعذار وتوصيل التوقعات. |
Ama destek kumunu kaldırmak eğimi daha kötü hale getirdi. | TED | ولكنّ إزالة التربة المعزِّزة من حولها زاد مستوى الميل سوءًا. |
Sadece spor salonuna gidip antreman yapmak ve ağırlık kaldırmak yeterli değildir. | Open Subtitles | لا يكفي أن تذهب للنادي و فقط تتدرب ، و ترفع الأوزان |
Merhaba millet, yeni favori yazarımız için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | جميعاً , أريد .. اقتراح نخب بصحة مؤلفتنا الجديده المحبوبة |
Sizin işinizin rüşveti ve hırsızlığı ortadan kaldırmak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | خلت بأن وظيفتك هي القضاء على الكسب الغير مشروع والسرقة؟ |
Kuş kadar yemeğimize başlamadan önce kadeh kaldırmak istiyorum hiçbirimizin, ALS, ya da benzer türden korkunç bir derdimizin olmayışına. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ نَبْدأُ بأكْل غذائنا الصغير أريد أن أقترح نخباٌ. إلى الحقيقة بأنّ، تَعْرفُ، نحن ما عِنْدَنا أي إل إس... |
Kadehimi, kalın kafalı yeğenime ve onun güzel eşine kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقترح نخباً لابن أختى المشاغب و لعروسه الجميل |
İlk olarak, bize bu güzel yemekleri yaptığı için kibar ev sahibimiz şerefine kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | ،أولاً، أرغب بأن أقترح نخباً ،إلى مضيفتنا الجميلة التي زودتنا بوليمة رائعة |
Eğitim kredileri: Bu bir risk. Kısıtlamaları kaldırmak: Bu bir risk. | TED | القسائم التعليمية: هذه مخاطرة، رفع القيود: هذه مخاطرة. |
Eğer bileğinizi titreşim kullanarak kucağınızdan 5 cm yukarı kaldırmak istersem bunu yapmanızı nasıl söylerim? | TED | إذا أردت منكم رفع معاصمكم بوصتين عن أحضانكم، باستخدام الاهتزاز، كيف أقول لكم أن تفعلوا ذلك؟ |
Ve sahneye yeni karakterler getirebiliyor, tek yapması gereken, üzerine o karakterin gösterildiği Siftable'ları masadan kaldırmak. | TED | وبإستطاعته أحضار أحرف جديدة إلى المشهد. فقط عبر رفع السفتبلس من على الطاولة التي يوجد عليها الأحرف المعروضة. |
Bunun en iyi yolu cildinizin en üstündeki ölü tabakayı kaldırmak olurdu. | Open Subtitles | إن أفضل طريقة هي إزالة الطبقة العلوية من الخلايا الميتة من جلدك |
Böylece ceket eskidiğinde tek yapmamız gereken kılçığı kaldırmak, böylelikle kumaşa çok daha hızlı ve kolayca ulaşabiliriz. | TED | وهكذا في نهاية عمر السُترة، كل ما عليك هو إزالة هيكلها وبذلك ينفصل القماش عنها أسرع وأسهل من ذي قبل. |
Edward burdayken el kaldırmak zor olsa da kalkan eller var. | TED | يصعب أن ترفع يدك عندما يقف الشخص أمامك هاهنا لكني أرى تلك الأيادي. |
Sizinle kadeh kaldırmak istiyorum yeni evli çiftimiz ve mutluluklarına. | Open Subtitles | أود اقتراح نخب إلى الزوجين الحديثين وسعادتهما. |
Emirlerimiz tüm hedefleri ortadan kaldırmak ve virüsün her damlasını yok etmek. | Open Subtitles | أوامرنا هي القضاء على جميع الأهداف وتدمير ذلك الفيروس حتى آخر قطرة |
Bu, aynı olay, kolumu kaldırmak için verdiğim bilinçli kararın dokunmalı-hissetmeli manevi özelliklere sahip bir tanımı var. | TED | نفس الحدث قراري الواعي أن أرفع يدي لديه درجة من الوصف حيث يمتلك كل هذه الصفات النوعية الروحية من اللمس و الأحساس |
Başkanlık spekülasyonlarını ortadan kaldırmak için yarın koşması gerek, tamam mı? | Open Subtitles | انها تحتاج للرَكْض غداً لإزالة أي تخمين سحري بخصوص الرئيس، واضح؟ |
Saygınlık için dövüşeceğim kendim için değil, şu an Amerika'da beton zemin üstünde uyuyan küçük kardeşimi yerden kaldırmak için dövüşeceğim. | Open Subtitles | أنا ستعمل الكفاح من أجل هيبة ، ليس لي ولكن لرفع اخوتي قليلا الذين ينامون على أرضيات خرسانية اليوم في أميركا. |
Bunu sana söyleyemem, ama Danny Bolan'ın mahkumiyetini kaldırmak için yeterli. | Open Subtitles | لا أستطيع إخبارك بهذا لكن هذا كافي لإلغاء إدانة داني بولان |
Bu yüzden taşıyıcı annelik üzerindeki lekeyi kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | لذلك اريد ان ازيل وصمة العار هذه من عملية تأجير الارحام |
Keşiş eteğini kaldırmak giysinizin ön kısmını indirmekten daha zahmetsiz. | Open Subtitles | وتنورة رجل الدين أسهل للرفع من الدرع السفلي للفارس |
15 yaşında, dünyanın en genç kadın pilotu olup solo uçuşlar yapan bir pilot için kadeh kaldırmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقدم النخب إلى صف اليطارين. التي في العمر 15 كانت أصغر طيار في العالم. التي طارت بالسولو. |
Burnunu kaldırmak gerek, yoksa başaramayız. | Open Subtitles | علينا ان نرفع مقدمتها عاليا او سوف نكون في ورطة |
Ama kadeh kaldırmak için ayağa kalktığında birden yere düştü. | Open Subtitles | لكن عندما وقُفت لكي تعطي نخباً سقطت مُباشرةً على الأرض |