"kaleb'" - Traduction Turc en Arabe

    • كاليب
        
    • كايلب
        
    Kaleb ve iki kişi daha sarı tozu almaya gittiler. Open Subtitles كاليب وآخرين أيضا ذهبوا لإيجاد البودرة الصفراء ـ ضد جايجن؟
    Senin vuruşun onu öldürdü, ama bizi buraya getirmek Kaleb'in hüneriydi. Öyle değil mi? Open Subtitles ولكنه وقع أيضا بسبب مهارة كاليب الذي قادنا لهنا أليس كذلك؟
    Tek gerçek kanunlarımızdır. O haklı, Kaleb. Open Subtitles ـ قوانيننا هي الحقيقة الوحيدة ـ انه صحيح, كاليب
    Yani, eğer bu liste coğrafyaya göre oluşturulduysa o zaman Kaleb de o listede olmalı. Open Subtitles إن كان هذا الأمر يعتمد على موقع الشخص فإن إسم "كايلب" يجب أن يكون في القائمة
    Ölümüne sebep olan mermi ortağı Kaleb Peat'in silahından ateşlenmiştir. Open Subtitles الرّصاصة التي أنهت حياته أتت من مسدّس شريكه (كايلب بيت)ـ
    Kaleb, bizi güvende tutan ihtiyarlar, babamız değil. Open Subtitles كاليب, إنهم الكبار من أبقونا بأمان ليس آباءنا
    Neredeyse üç yıl oldu, Kaleb. Saklanarak yaşamaktan bıktım. Open Subtitles ـ لقد مر كثير من الوقت ثلاث سنوات, كاليب ـ لقد اكتفيت من بقائي مختبئا, ميرو
    Beni bırakma, Kaleb. Tek yakınım sensin. Open Subtitles لا تتركني, كاليب انك العائلة الوحيدة لدى
    O halde benimle gel. Kaleb, ihtiyarları dinle. Dışarıda başka kimse yok. Open Subtitles ـ إذا تعالي معي ـ كاليب استمع إلى الكبار لا يوجد أحد بالخارج
    Kaleb babasının yaptığını yapabilirse, ne anlama geleceğini bir düşün. Open Subtitles لو أن كاليب استطاع فعل مافعله والده من قبله، فكرى بما يعنى هذا
    Yeterince cesaretim olsaydı, Kaleb'in sözünü dinlemiş olacaktım. Open Subtitles لو اننى أملك شجاعة كافية لكنت استمعت إلى كاليب
    Kaleb'in babasının işini bulması gerektiğini biliyorsun. Bu her şeyden önemli. Anlıyor musun? Open Subtitles تعرف إن كاليب يجب أن يجد عمل والده أهم من كل شئ هل تفهم؟
    Kaleb? Kaleb, tozu aldık, ama hemen gitmeliyiz. Hadi. Open Subtitles كاليب, لدينا البودرة ولكن يجب ان نغادر الآن هيا
    O da sorun çıkarıcı Kaleb olmalı, değil mi? Open Subtitles ذلك مثيرِ الشغب يَجِبُ أَنْ يَكُونَ كاليب
    Çünkü senin burada Kaleb ve Sung Lee'yle kalmana ihtiyacım var. Open Subtitles لأن أَحتاجُك للبَقاء هنا مَع كاليب وسونج لى
    İlacı keşfeden, babandı, Kaleb. Open Subtitles لقد كان والدك, كاليب من اكتشف العلاج
    Kaleb bu kum saatini Esther'inkine bağlayacak. Open Subtitles (كايلب) سيصل هذه الساعة الرمليّة بنظيرتها لدى (إيستر).
    Walt, o küçük şerefsiz tarafından Kaleb de kafasına bir kurşun sıkarak. Open Subtitles ـ(والت) عن طريق ذلك الغبيّ الصغير و بعدها (كايلب) الذي أطلق الرصاص على رأسه
    Geçici bir süre de olsa, ateşten gömleği giydin. Kaleb'in bunu niye yaptığını çözebildin mi? Open Subtitles لقد تم تعيينك بشكل مؤقت وسط هذا الجحيم إذن , هل لدينا أي فكرة لماذا قام (كايلب) بفعل ذلك ؟
    Eğer Kaleb, kendini öldürmeye çalışıyor olsaydı silahı vücudundan uzak tutmazdı. Open Subtitles و إذا كان (كايلب) حاول فعلاً قتل نفسه فحينها لن يوجّه المسدّس بعيداً عن جلده
    Neden Kaleb'in Walt'u öldürdüğünü Koto'ya söyleyip bunu başlamadan bitirmiyoruz? Open Subtitles بأن (كايلب) قتل (والت) وننتهي من المسألة ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus