Kaleem ile sana sanat kitapları bile göndermiştim. | Open Subtitles | لقد قمت حتى بإرسال كتب الفنون مع "كاليم". |
Kaleem, tabağını köfteyle doldur da yesin. | Open Subtitles | "كاليم", أرجوك أطعمه بعضاً من كرات اللحم. |
Kaleem, kabin numarasının 54 olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كاليم قال أنه في الكـُـشك رقم 54 |
Kaleem, Ben Jed. | Open Subtitles | كاليم , معك جيـــد |
Çıkarken Kaleem'den bir andaç al. | Open Subtitles | خذ عملة رمزية من "كليم" في طريقك إلى الخارج. |
Sana şöyle söyleyeyim, Kaleem... | Open Subtitles | سوف أخبرك شيئاً يا كاليم |
Kaleem, kendini bayağı bir aştın. | Open Subtitles | كاليم, لقد أثبتت بأنك كفؤا |
Ben Kaleem değilim ama takdir edilmek çok güzel. | Open Subtitles | أنا لست (كاليم) ولكني أقـّـدر لك الكلام الجميل |
Bak ne diyeceğim, Kaleem Harry Clayton oralara gelirse, ona hiçbir şey söylemeyeceksin. | Open Subtitles | سأخبرك بهذا يا (كاليم).. ؟ إذا قام (هاري كلايتون) بطرح الأسئلة لا تخبره شيئاً |
Hoşça kal, Kaleem. | Open Subtitles | مع السلامة يا كاليم |
Ve Kaleem bir hayli boşboğaz. | Open Subtitles | و(كاليم) هذا لا يستطيع السيطرة على شفاهه |
Kaleem'in ölmesi gerek. | Open Subtitles | كاليم يجب أن يختفي |
Kaleem, halletmen gereken bir iş var. | Open Subtitles | كاليم حصلت على وظيفة لك |
Üzgünüm, Kaleem başka seçenek bırakmadılar. | Open Subtitles | أنا أسف يا (كاليم).. ؟ ولكني لا أملك خياراً آخر |
Bu ne demek, Kaleem? | Open Subtitles | ماذا يعني ذلك يا (كاليم)؟ |
Selam Kaleem. | Open Subtitles | مرحباً كاليم |
Kaleem'i biliyorum. | Open Subtitles | أعرف ماذا يشبه (كاليم).. ؟ |
- Giderken Kaleem'den alıver. | Open Subtitles | خذها من "كليم" في طريقك إلى الخارج. تحرك. |