Bunlardan biri belli ifadelerin hayatta kalmak için önemli olması. | TED | إحداها هي أن بعض التعبيرات مهمة للبقاء على قيد الحياة. |
Deliler gibi yalvardıktan sonra nihayet yanında kalmak için izin alabilmiştim. | Open Subtitles | لقد حصلت على اذنه للبقاء بقربه بعد ان كدت ان اجن |
Tıpkı rehine gibi, o da hayatta kalmak için her şeyi yapacaktır. | Open Subtitles | تماما مثل الرهائن، وسوف يفعل كل ما هو ضروري من أجل البقاء |
Asıl mesele orada kalmak için gerekli şeye sahip olup olmadığın. | Open Subtitles | السؤال الحقيقي هو ما إذا كنت حصلت على مـا يلزم لتبقى |
Hayatta kalmak için hepimiz bir şekilde birbirimizi kullanıyor, sömürüyoruz. | Open Subtitles | كلنا نتغذى على بعضنا البعض، نستغل الأخر بطريقة ما للنجاة |
Dahası, biz, hayatta kalmak için mümkün olduğunca uyumlu davranan kazananların soyundan geliyoruz ve onların genlerini devam ettiriyoruz. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك ، نحن ننتسب إلى أسلاف كانوا هم المنتصرين.. في تكيفهم بكل طريقة ممكنة للبقاء وتمرير جيناتهم. |
Sadece kalmak için bir yerden daha fazlasını arıyor olabileceğini ummuştum. | Open Subtitles | تمنّيت لو انك كنت طلبت منى أكثر من مجرد مكان للبقاء |
ağrıyı dindirmek, hastalığı yenmek, sağIıklı kalmak için insanlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا من المفترض أني أساعد الناس ليسيطروا على ألمهم لهزيمة المرض,للبقاء أصحاء |
Dürüst olmak gerekirse, oğlunun sana bizimle kalmak için yalvarmasına biraz şaşırdık. | Open Subtitles | لنكون صريحين ، لقد تفاجئنا قليلا بإن ابنك قام باستجداءك للبقاء معنا |
Bazen sınırların içinde kalmak için o sınırları yeniden çizmen gerekir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يجب عليك إعادة رسم هذه الخطوط للبقاء داخلها. |
Bu taraf, hayatta kalmak için herşeyi yapar. Uh huh. | Open Subtitles | الجزء الذي سوف تفعل أي شيء للبقاء على قيد الحياة |
Belki hayatta kalmak için beynin yarattığı bir şeydir bu. | Open Subtitles | ربما هذا كان مجردّ شيء يختَرعه الدماغ من أجل البقاء |
İlk insanlardaki gibi, hayatta kalmak için çabalıyorduk. | TED | وكما هو حال الكائن البشري البدائي، كنا نناضل من أجل البقاء. |
Ne yediğini ve hayatta kalmak için neye ihtiyacı olduğunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | سنكتشف ما الذي تأكله وما الذي تحتاجه لتبقى على قيد الحياة |
Birçok hayvan hayatta kalmak için zehir sistemi geliştirmiştir. | TED | العديد من الحيوانات طورت النظام السمي لديها لتبقى على قيد الحياة. |
Hayatta kalmak için ne yaptıysa o yıl yapmış olmalı. | Open Subtitles | مهما كان ما فعله للنجاة فقد فعله في ذلك العام. |
O kadar sıkıcıydı ki, uyanık kalmak için broşür okumak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كان ممل واضطررت لقراءة الكتيّبات فقط لكي أبقى مستيقظة |
Hayatta kalmak için üç saniyen var kondüktör. | Open Subtitles | لديك ثلاث ثواني لتعيش يا قاطع التذاكر واحد اثنان |
Buzul Çağı Afrika'sında hayatta kalmak için beyinlerimizin sağduyuya gereksinimi vardı elbette. | Open Subtitles | ما كان ضرورياً لعقولنا لتنجو وسط أفريقيا |
Çünkü her zaman kalmak için ısrar eden küçük bir grup olur. | Open Subtitles | لأنه هناك دائما مجموعة صغيرة تُصرّ على البقاء |
Hayatta kalmak için fazlasıyla birbirlerine bağımlıydılar. | Open Subtitles | إنهم يعتمدون على بعضهم البعض لأجل البقاء |
Hayatta kalmak için Eleanor, yapmamız gerekenler var. Koru bunu. | Open Subtitles | هناك قانون أننا البقاء على قيد الحياة من قبل، اليانور. |
Sanki genç kalmak için hayat emiyor. | Open Subtitles | يبدو أنها تتغذى على الشباب حتى تبقى صغيرة |
Hayatım boyunca her yere kalbimin parçalarını bıraktım ve şu anda artık neredeyse hayatta kalmak için bile yeterli değil. | Open Subtitles | وخلال حياتى تركت قطعا من قلبى هنا وهناك والان ليس لدى ما يكفينى لأعيش |
Hiç kimse, bir sanatçının değersiz, anormal ve göründüğünden daha basit ve hayatta kalmak için, sürekli kıvırmak zorunda olan biri olduğunu anlamamalı. | Open Subtitles | لا يجب ان يلاحظ احداً ان الفنان عديم القيمة.. ..انه شخص حقير وغير طبيعي ..يتلوى ويلتف كالدودة كي يبقى حياً |
Ellerinden gelen her yöntemi deneyerek hayatta kalmak için herşeyi yemeye çalıştılar. | Open Subtitles | لقد تحول لمسخ يحاول أكل كل شيء ومخلوقات قمامة فضولية مستعدة لتجرب أي شيء من اجل البقاء |
Hayatta kalmak için suya ihtiyacı varsa, buraya nasıl geldi? | Open Subtitles | لو كانَ يحتاج للماء من أجل النجاة فكيف يمكنهُ إذاً أن يتجول في الأرض الجافّة؟ |