"kalmak zorunda değilsin" - Traduction Turc en Arabe

    • لستِ مضطرة للبقاء
        
    • ليس عليكِ البقاء
        
    • لا يجب عليك البقاء
        
    • لست ملزمة بالبقاء
        
    • ليس عليك أن تحدقي
        
    • ليس عليك البقاء
        
    • ليس من الضروري أن تبقى
        
    • لست مضطراً للبقاء
        
    Bak Victor ile kalmak zorunda değilsin. Bir evin var. Open Subtitles (لستِ مضطرة للبقاء مع (فيكتور لديكِ منزلك
    Artık burada kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles لستِ مضطرة للبقاء هنا
    Kötü bir manzara olacak Constance. kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles لن يكون هذا جميلاً, "كونستنس" ليس عليكِ البقاء.
    - İstemiyorsan kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles هااي لا يجب عليك البقاء تستطيعي الذهاب لو اردتي
    kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست ملزمة بالبقاء
    kalmak zorunda değilsin. Ben böyle iyiyim. Open Subtitles ليس عليك أن تحدقي لقد فعلت هذا من قبل
    Çok riskli olduğunu düşünüyorsan kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles إن كان الأمر مليئاً بالمجازفة ليس عليك البقاء
    Alan, eğer istemiyorsan kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles ألان، ليس من الضروري أن تبقى إذا كنت لا تريد.
    Yalnız kalmak zorunda değilsin. Ne şimdi. Open Subtitles لست مضطراً للبقاء هناك وحيداً.
    - Audrey, istemiyorsan burada kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles (أودري)، لستِ مضطرة للبقاء هنا إذا كنت لا تريدين ذلك.
    Yüzbaşı Gregson burası için güvenlik önlemleri aldı ama kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles سبق وأن عَين النقيب (جريجسون) شرطة بثياب مدنية إلى وسط المدينة. لكنكِ لستِ مضطرة للبقاء.
    - ...hayatım daha katlanılır olur. - O adamla kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles سيهون من الأمر لستِ مضطرة للبقاء معه -
    kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليكِ البقاء
    Termeh, tatlım, kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles يا حبيتى ليس عليكِ البقاء هنا
    Artık benimle kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليكِ البقاء معي
    Benim için durmandan dolayı memnun oldum ama kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles انا اقدر انك توقفت ولكن لا يجب عليك البقاء
    kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles لست ملزمة بالبقاء
    kalmak zorunda değilsin. Ben böyle iyiyim. Open Subtitles ليس عليك أن تحدقي لقد فعلت هذا من قبل
    İstemiyorsan kalmak zorunda değilsin. Sorun değil. Open Subtitles ليس عليك البقاء أن كنت لا ترغبين لا , لا بأس
    kalmak zorunda değilsin. Yani, işe dönmen gerekiyorsa... Open Subtitles ليس عليك البقاء إن كان عليك الرجوع إلىالعمل
    Gayretini takdir ediyorum fakat kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles أقدّر حماسك، لكنّك ليس من الضروري أن تبقى.
    - Benimle kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles أنت لست مضطراً للبقاء معى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus