Hank, kendi güvenliğim için DEO'da kalmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | قال (هانك) أن عليّ البقاء بالمقر لأجل حمايتي |
Burada kaç gün kalmam gerektiğini size sormamı istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تسألك كم من الأيام يجب أن أبقى هنا |
Zaman zaman İngiltere'de kalmam gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أحيانا , أعتقد كان يجب أن أبقى في أنجلترا |
O kadar zamandan sonra kendi kendime hayatta kalmam gerektiğini... ve senin dönmeyeceğini kabul etmeliyim. | Open Subtitles | بعد فترة، أدركتُ أنني ينبغي أن أواصل بمفردي وأتقبل أمر عدم عودتك |
Annemi burada kalmam gerektiğini konusunda ikna et. | Open Subtitles | أقنع امي انه يجب علي البقاء هنا ,او مثل هذه الامور |
Şu anda, daha da fazla kalmam gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | الآن، لدرجة أكبر، أنا يجب أن أبقى |
kalmam gerektiğini John Locke söyledi. | Open Subtitles | (جون لوك)، هو من قالَ لي أنّي يجب أن أبقى |
kalmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | علمت بأنّني يجب أن أبقى |
O kadar zamandan sonra kendi kendime hayatta kalmam gerektiğini... ve senin dönmeyeceğini kabul etmeliyim. | Open Subtitles | أم كان شبحك؟ بعد فترة، أدركتُ أنني ينبغي أن أواصل بمفردي وأتقبل أمر عدم عودتك |
Geçen perşembe patronum hafta sonu boyunca Cleveland'da kalmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | الخميس الماضي رئيسي اخبرني انه علي البقاء في كليفلاند خلال عطلة نهاية الاسبوع |
Kahretsin! Benim burada kalmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | اللعنه عرفت بأن علي البقاء هنا |
Seninle kalmam gerektiğini. | Open Subtitles | بأنه علي البقاء هنا معك الليلة. |