Ayrıca benim de onlara bakacağını kanıtlamak için bir kağıt parçasına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ولا أريد قطعة ورق لتثبت بانكِ ستكونين هناك لأجلهم. |
Fakat Afrikalı köklerini kanıtlamak için bir DNA testi yaptırabilirsin. | Open Subtitles | لكن يمكنك اخذ اختبار الحمض النووي لتثبت انك ذو أصول أفريقية |
Masumiyetinizi ringte kanıtlamak için bir şans istediniz. | Open Subtitles | تحاج فرصه لتثبت برائتك فى الحلبه. |
Masum olduğunu kanıtlamak için bir kaç ay hapiste kalıcak. | Open Subtitles | بضعة شهور في السجن لتثبت أنك برئ |
Bangkok'a gideceksin, Scott'la Meksika'da buluşacaksın ve söylediklerinin doğruluğunu kanıtlamak için bir şansın olacak. | Open Subtitles | صل إلى (بانكوك) (سكوت) سيلقاك في (المكسيك) وستحظى بفرصة لتثبت ما إذا كنت تذكر الحقيقة أو العكس |
Kendini kanıtlamak için bir şans istedin. | Open Subtitles | أنت أردت فرصة لتثبت نفسك. |