Biliyor musun, Rich bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أتعرف يا "ريتش"؟ ليس عليك أن تثبت أى شىء |
Bana hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin. Bu, kapı altından bırakılan bir not değildi. | Open Subtitles | دينس) ليس عليك أن تثبت أي شيء لى) . ذلك ليس مجرد تهديد طفيف |
Ona olan sevgini kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس عليك أن تثبت أنك أحببته |
Hiç kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsin Teğmen. | Open Subtitles | لا داعي لأن تثبت شيئًا لأيّ كان |
Bana herhangi bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا داعي لأن تثبت لي شيئاً |
Nathan, hiçbir şeyi kanıtlamak zorunda değilsin, tamam mı? | Open Subtitles | (نيثن)، أنت ليس عليك إثبات شيءٍ، فهمت؟ |
Ash hiçbir şey kanıtlamak zorunda değilsin. Bu... | Open Subtitles | -آش) ليس عليك أن تثبت لنا أي شـيء) |