Sana katılmak istiyorum ama bunu kanıtlamak zorundayız. | Open Subtitles | أنا أريد أن أوافق ولكن علينا إثبات ذلك |
Mahkumiyeti bozulsa da Thane'in bu suçları işlemediğini kanıtlamak zorundayız. | Open Subtitles | إذًا وبالرغم من أنّ الإتهامات ضدّه دحضت (لا يزال علينا إثبات أنّ (ثايـن لم يرتكب الجرائم في المقام الأول |
Her neyse, problem şu ki, bunu IOA'e kanıtlamak zorundayız. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي, يجب أن نثبت ذلك "لـ"الرقابة الدولية الاستشارية |
O ve Darius arasında bir bağlantı olduğunu, Darius'un belki Miller Beck'i... kiraladığını, sonra izlerini örtmek için O'nu... öldürdüğünü kanıtlamak zorundayız. | Open Subtitles | ، (صلة بين (ميلر) و (داريوس (و أن نثبت بأنّ (داريوس) عيّن (ميلر . وبعدها قتله، كي يغطي آثاره |