Bunu kanıtlamanın tek yolu da bu yaptığım şeydi. | Open Subtitles | والطّريقة الوحيدة التي استطعت التّفكير بها هي بفعل ما فعلتُه لتوّي. |
Bunu kanıtlamanın tek yolu da bu yaptığım şeydi. | Open Subtitles | والطّريقة الوحيدة التي استطعت التّفكير بها هي بفعل ما فعلتُه لتوّي. |
Ve Defiance'ın olduğunu kanıtlamanın tek yolu, | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لإثبات ديفاينس |
Miller ekipte köstebek olduğundan bir hayli emin ve köstebeğin ben olduğunu kanıtlamanın tek yolu, köstebeğin kim olduğunu bulmak. | Open Subtitles | ميلر), واثق أن هناك) ,مُخبر في المركز والطريقة الوحيدة لإثبات برائتي هي أن نكتشف من هو |