Özgürlük Savaşçıları'na para yardımının arttırılması için oy vermek Kuzey-Doğu'lu bir Liberal'in kararlı olduğunu kanıtlaması için tek yoldur. | Open Subtitles | التصويت لزيادة المال المخصص لمقاتلي الحرية، هي الطريقة الوحيدة لتحرري من الشمال الشرقي ليثبت أنه جدي |
Kadın, adama sıkıcı biri olmadığını kanıtlaması için bir şans daha veriyor. | Open Subtitles | و هي تمنحه فرصه اخيره ليثبت لها انه ليس ممل |
Değerini kanıtlaması için ona şans vereceğim. | Open Subtitles | جهزه مع السوري سوف أعطيه فرصة ليثبت أنه يستحقها |
"Rahatsızlık veren koça kendini kanıtlaması için" bir şans daha verilmelidir. | Open Subtitles | يجب اعطاء المدرب المذنب فرصه لاثبات حسن نواياه |
Kısacası, Roy'a kendini kanıtlaması için bir şans daha vermeniz gerekiyor. | Open Subtitles | بأختصار يجب ان تمنح "روى" فرصه اخيره لاثبات نفسه |
Kendini sana kanıtlaması için ne yapması gerek daha? | Open Subtitles | ما الذى يجب على الرجل فعله ليثبت نفسه لكِ؟ |
olmak zorundalar. Orta okulda, bir erkek ve kız, ikisi de genç, ikisi de ceplerinde aynı miktarda parayla dışarı çıktıklarında, erkeğin, maskülenliğini kanıtlaması için her zaman herşeyi ödemesi bekleniyor. Ve biz de neden | TED | في الثانوية، ولد وبنت كلاهما مراهقين، وبنفس مبلغ مصروف الجيب، سيخرجان معًا سينتظر دائمًا من الولد دفع الحساب، ليثبت رجولته. |
Bay Comara'dan intiharının tek olasılık olmadığını kanıtlaması için Nestor'un odasına gitmesini istedim. | Open Subtitles | أرسلت بكومارا إلى غرفة نيسترو ليثبت وجهة نظري و هي أن الانتحار ليس هو الإحتمال الوحيد لتثبتي بأن أي شخص باستطاعته الدخول إلى غرفة ابنك؟ |
Ama ben ona efsaneliğini kanıtlaması için şans veriyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أعطيه فرصة ليثبت أسطوريته |
Önce kendini kanıtlaması için bir şans verelim, sonra karar veririz. | Open Subtitles | دعنا نعطيه فرصة ليثبت نفسه ثم نقرر |
- Kendisini kanıtlaması için ne yapması lazım? | Open Subtitles | -ماذا يتحتم عليه فعله ليثبت نفسه؟ |
Oradaki adamın öldürülmesi gerekiyor ve Orell, onlardan biri olduğunu kanıtlaması için Jon'un yapması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | الرجل، تعرف، يجب أن يقتل و(اوريل) اقترح ان على (جون) ان يقتله ليثبت انه واحد منهم |
Erkek olduğunu kanıtlaması için Peter'a onları siktirdin. | Open Subtitles | لقد أجبرت (بيتر) على معاشرتهم ليثبت أنه رجُل |
Liam'a kendini kanıtlaması için şans vermeyi. | Open Subtitles | إعطاء يام بعض الوقت لاثبات نفسه. |
Kendisini kanıtlaması için adama bir şans verelim. | Open Subtitles | -انتظر لحظة (تشارلي ) لنعطي الرجل فرصة لاثبات نفسه |