Eğer beşinci kişinin Haldeman olduğunu kanıtlayamazsak mahvolduk demektir. | Open Subtitles | و لكن إذا لم نستطع ان نثبت ان الاسم الخامس هو هالدمان فسينتهي أمرنا |
Bir sorunun olduğunu kanıtlayamazsak odayı boşaltmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن نخلي الغرفة إن لم نثبت وجود مشكلة |
Burada olmayı hak ettiğimizi kanıtlayamazsak. Olamayız. | Open Subtitles | نحن لم نثبت بأنّنا نستحق أنّ نكون هنا لن نكون كذلكك. |
Eğer öyleyse, tedavi edilebilir ve bunu kanıtlayamazsak kız ölecek. | Open Subtitles | وإن كانت كذلك، فيمكن علاجها، وهي ستموت ما لم نثبت هذا |
Arkadaşına onun olduğunu bildiğimizi ve kanıtlayamazsak bile onu beklediğimizi söyle. | Open Subtitles | أخبر صديقك أننا نعلم أنه الفاعل... وحتى لو لم نستطع إثبات ذلك فسنكون في انتظاره. |
Eğer Gabriel'i suçlu gösterinin Mei Chen olduğunu kanıtlayamazsak zaten onu kaybettik demektir. | Open Subtitles | لو لم يمكنا أن نثبت أن "ماي تشين" ورطت "جابرييل"، فنحن خسرناه بالفعل |
kanıtlayamazsak olabilir. | Open Subtitles | ربما، لكن لا يمكننا أن نثبت ذلك |
Olayın bir gerekçesi ya da önceden var olan bir durumla bağlantısı olduğunu kanıtlayamazsak MCC sorumlu olur. | Open Subtitles | و ما لم نستطع أن نثبت أنها كانت مسببة. او أنها حدثت بسبب حالة مرضية فستتعرض شركة "إم سي سي" لمساءلة قانونية. |
Oswald öğrencileri üzerinden avantaj sağlıyor ve Justin de, o olmadığını kanıtlayamazsak bu yüzden büyük sıkıntı yaşayacak. | Open Subtitles | (أوزوالد) يستفيد من طلابه، و (جستن) سيتحمل هذا ما لم نثبت بانهُ لم يكن الفاعل |
Bunu kanıtlayamazsak yapamayız. | Open Subtitles | يجب أن نثبت هذا |
Ama Gabe'in gerçek katil olduğunu kanıtlayamazsak Vincent'ın peşine düşer. | Open Subtitles | لكن إن لم نستطع إثبات أنّ (غايب) هو القاتل الفعلي فسيسعى خلف (فينسنت) |