"kanada'dan" - Traduction Turc en Arabe

    • من كندا
        
    • في كندا
        
    Yapılması önerilen boru hattı, Kanada'dan başlayıp Meksika Körfezi'ne kadar uzanacak." Open Subtitles التي سيمر عبرها أنبوب النفط في طريقه من كندا إلى الخليج.
    Yapılması önerilen boru hattı, Kanada'dan başlayıp Meksika Körfezi'ne kadar uzanacak." Open Subtitles التي سيمر عبرها أنبوب النفط في طريقه من كندا إلى الخليج.
    Ben işte oradaydım, hayalimdeki işte çalışıyordum, minik bir bebeğim ve Kanada'dan ithal ettiğim bir adam vardı. TED وهناك كنت، أعمل في وظيفة عمري مع طفلي الصغير والرجل الذي جلبته من كندا.
    - Evet. Kızıl ardıç sarıasma kuşu. - Kanada'dan, ha? Open Subtitles ـ نعم ، ذات الأجنحة الحمراء ـ من "كندا" ؟
    Büyürken her yaz, yaşadığım yer olan Kanada'dan büyüklerimi ziyaret etmek için Mumbai, Hindistan'a uçardım. TED كنت في صغري أسافر كل صيف من موطني في كندا لزيارة جدي وجدتي، اللذان كانا يعيشان في مومباي، الهند.
    Bakın, bu benim hatam. Köpeği Kanada'dan aldığımızı düşünüyorsanız almadık. Open Subtitles إنه خطئي، وإذا كنت قلقاً فأنا لم أشتر الكلب من كندا
    Kanada'dan Kuzey Dakota sınırına geçen bir adamdan. Open Subtitles أي ركض رجل حدود داكوتا الشمالية من كندا.
    Kanada'dan eski bir arkadaşım buraya gelmiş ve birer içki içmek için onunla buluşacağım. Open Subtitles صديق قديم من كندا في المدينه وسوف أقابله للشراب
    Kanada'dan buraya uçan kelebeklerin çoğu hayatta kalmayı başardı. Open Subtitles نجت مُعظم الفراشات التي طارت من كندا إلى هنا.
    Orada da Kanada'dan göl yoluyla gelen çok içki var. Open Subtitles وهناك الكثير من عمليات الخمور يتم تهريبها عبر البحيرة من كندا
    Kanada'dan, buraya, Afrika'nın güneyine ve Ümit Burnu'na. Open Subtitles من كندا هنا، طوال الطريق إلى الجنوب من أفريقيا، ورأس الرجاء الصالح،
    Kanada'dan gelen fırtınadan dolayı ufak bir türbülansa girdik. Open Subtitles عاصفه ثلجيه تتحرك من كندا وسببت القليل من الاضطراب
    İyilerini Kanada'dan alıyorum. Open Subtitles . أجل ، أنا أحضر الأشياء الجيدة من .. كندا
    Ecstasy, Kanada'dan Franklin'e şehrin dışındaki bir havaalanına gelmiş. Open Subtitles عقار النشوة أتى من كندا إلى فرانكلين إلى مطار خاص خارج المدينة
    Bütün dünya ilaçlarını Kanada'dan alıyor. Open Subtitles النّاس بأنحاء المعمورة . يأخذون أدويتهم من كندا
    Tom, Canada sınırında heyecan dorukta bazı politikacı liderler Kanada'dan dışlanmamız konusuyla nasıl başa çıkacağımızı tartışıyorlar. Open Subtitles توم المشهد على الحدود الكندية واضح جدا بينما عدد من القادة السياسيين يحاولون إيجاد استراتجية للتعامل مع طردهم من كندا
    Bu adam ise Kanada’dan. TED و هذا شاب من كندا نفس الشيء تماما
    Onlar bu dünyanın Siemens'leriydi, Fransa'dan, Birleşik Krallık'tan, Japonya'dan, Kanada'dan, Almanya'dan geliyorlardı ve sistematik olarak büyük ölçekli, sistematik yozlaşmayla yönleniyorlardı. TED كانت شركات سيمنز هذا العالم, الآتية من فرنسا, بريطانيا ,من اليابان من كندا, من المانيا كانوا منقادين بطريقة منهجية بواسطة الفساد النظامي الواسع النطاق.
    Sam'in bebeği Kanada'dan getirdiğini sen söyledin. Open Subtitles لقد قلتِ أن "سام" أحضر معه الدمية "من "كندا
    Hayır, bebeği! Kocanızın Kanada'dan getirdiği bebeği. Open Subtitles كلا , الدمية "الدمية التى أحضرها زوجكِ من "كندا
    Gece kulübü ve Kanada'dan para toplama işi arasında gidip gelirken bizi Flatbush Caddesi'ndeki binadan kurtarıp, Prospect Park'taki bir eve taşımaya yetecek ve Frank'a da, Sal Palmeri'ye borçlu olduğu yarım milyonu ödemeye yardım edecek kadar kazanmıştı. Open Subtitles بين النوادي الليلية ومجموعاتها في كندا كَسبتْ مالاً كافياً لنقلنا مِنْ شُقَّةِ في منطقة فلاتبوش

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus