Eğer tüketiciler, şirketin kendi çıkarları için çalışmadığına karar verirse kesinlikle başka bir pazara kapı açar. | TED | أعني أنه إذا قرر المستهلكون أن الشركة لم تعد تعمل لصالحهم، فذلك يفتح الباب لسوق مختلف. |
Sadece size bir kapı açar böylece siz daha önce görmediğiniz bir odayı görebilirsiniz. | Open Subtitles | إنه فقط يفتح الباب لك وأنت تسطيع أن ترى في غرفة لم تكن تستطيع الرؤية فيها من قبل |
Ve bu ürkütücü gerçeklik geleceğe yapılabilecek zaman yolculuğunun ihtimaline bir kapı açar. | Open Subtitles | وهذه االحقيقة المذهلة هى ما يفتح الباب أمام إمكانية السفر عبر الزمن إلى المستقبل |
Öyle deme şimdi. Saksolar epey kapı açar. | Open Subtitles | لا تبغض ذلك قبل ان تجربه الجنس الفموي يفتح ابواباً كثيرة |
Öyle deme şimdi. Saksolar epey kapı açar. | Open Subtitles | لا تبغض ذلك قبل ان تجربه الجنس الفموي يفتح ابواباً كثيرة |
Bu çarpıklık, zaman yolculuğu ihtimaline bir kapı açar. | Open Subtitles | هذا الإنحراف يفتح الباب أمام إمكانية السفر عبر الزمن |
Senin için değil ki! Kim bir erkek için kapı açar? | Open Subtitles | ليس لك، من يفتح الباب لرجل؟ |