Kapımızın önünde ağabeyimin kalbine bıçak saplanmasını gördüm. | Open Subtitles | رأيت شقيقي يُطعن قلبه، في عقر دارنا |
O zaman neden her pazar sabahı Kapımızın önünde bu işi yapıyorsun? | Open Subtitles | إذًا لماذا أجد زميلك في العمل على عتبة بابنا صباح الأحد؟ |
Basın bütün gün Kapımızın önünde bekliyor. | Open Subtitles | كانت وسائل الإعلام مخيمة أمام عتبة بابنا طوال الوقت |
Şöyle ki; kırmızı bir kutu, Kapımızın önünde duruyordu ve bir de kart vardı üstünde " Tebrikler" yazıyordu. | Open Subtitles | امام المنزل وكان معها كارت. |
Bayan Pinson. Kapımızın önünde adam vurdular. | Open Subtitles | سيدة (فينش) ، رجلٌ أطلق عليه الرصاص على عتبة بابنا. |